2 Aralık 2015 Çarşamba

Angajman kuralları mı? Halep Cumhuriyeti mi?

1.Ignatiev’den Nagehan Alçı’ya pusula arayışları

Abdülhamit’i, Enver Paşa’yı ve Atatürk’ü okuyorum ve anlamaya çalışıyorum. Bu üç lider döneminde çok şeyler yapılmış ama millilik sadece liderler ve etrafında kalmış. Millilik o dönemlerden bu döneme devlet içinde kurumsallaşamamış. 
Olguları anlamaya çalışıyorum. Abdülhamit’in dönemin Rus elçisi Ignatiev’e bakıp sorun çözdüğü gibi ben de gözlem yapıyorum. Doğruyu bulmak için Ignatiev yerine dün Nazlı Ilıcak’a bakıyordum, bugün Nagehan Alçı’ya bakıyorum. Bunlardan yana değilsem sorun yok. 
Nazlı Ilıcak ve Nagehan Alçı örneğini özellikle veriyorum. Kurban olduğum Türkçe’de ne güzel kelimeler var. ‘Alıklık’ bu kelimelerden biri. ‘Alık’ ile ‘balık’ arasında bir bağlantı kuruyorum. 
Alık’lık, algı bozukluğu; ‘balık’lık hafıza bozukluğu. 
Alık’ların oyununa ‘balık’lar gelir. 
Balıklık’ doğal olarak sazanlık. Çok şükür ki, ben sazanikus değilim.
Abdülhamit’i, Enver Paşa’yı ve Atatürk’ü anlamaya çalıştığım için Nagehan Alçı üzerinden Putin’i çözebiliyorum. 
Putinkendilikbilgisi’ne ulaşmış bir Rus dehası… Tabii onu keşfeden bir ‘devlet aklı’ var. 
Devlet aklı’ Rusya’da istihbarat örgütüdür. Çin’de Çin Komünist PartisiHindistan’da OrduAlmanya’da Anayasa’yı Koruma Teşkilatı 
Türkiye’de ‘devlet aklı’nın kurumu yok. Cumhurbaşkanlığı’ndan Başkanlık Sistemi’ne geçince ‘devlet aklı’na kavuşacağımızı söyleyenler var. 
Bir toplumda ‘devlet aklı’ olacaksa, illa Başkanlık Sistemi’ne gerek yok. ‘Devlet aklı’ kurumsallaşacaksa bu iş Bakkallar Federasyonu’nda bile olabilir.

2.Halep Cumhuriyeti’ni ilan etmek

Ak PartiMHP ve BBP’nin Bayır-Bucak İttifakı’na bakınca, ‘devlet aklı’ beklentimin umutsuz bir vakıaya dönüşünü görüyorum. 
Ak Parti sempatizanlarında müthiş bir Bayır-Bucak muhabbeti ortaya çıkmış. 250 Alperen Bayır-Bucak’a gidiyormuş, BBP Genel Başkan Yardımcısı Kaptan KartalMHP Esenler İlçe Başkanı Suat Yılmaz ve Bağcılar İlçe Başkanı Onur Yeşil cephedeymiş.
Facebook alemi yıkılıyor, beğenen mi istersiniz paylaşan mı? 
Arkadaşlar heyecanı boş verin, önce düşünelim. 
Angajman kuralıyla Rus uçağını düşürmek, Halep’le, Bayır-Bucak’la aramıza kendi elimizle yeni bir sınır çizmektir! 
Halep ve Bayır-Bucak’la ilgileniyorsak Atatürk’ün Hatay’da, Putin’in Kırım’da yaptığını yapacağız. Biz de Halep Cumhuriyeti’ni ilan edeceğiz. Öcalan’ın Rojava’da yaptığı bile aynı şeydir. 
Halep Cumhuriyeti; zaten var olan Türkmen Meclisi’nin adını değiştirip Halep Meclisi yapacak. Arap, Kürt, Çeçen, Çerkes, Ermeni, Süryani ve diğer halkların Halep Meclisi’nde temsili sağlanacak. 
Halep Meclisi önce bağımsızlık kararı alacak, sonra Türkiye ile Savunma ve İşbirliği Antlaşması imzalayacak. Bu süreç başladığında başta Afrin olmak üzere Rojava’daki kağıttan kantonlar bu oluşuma gönüllü katılacaktır. 
Türk tankları bu anlaşma gereğince Halep’e girecek. Türk uçakları Halep’i, Türkmen Dağı’nı, Afrin’i ve Kamışlı’yı ancak böyle savunabilir. 
Eğer bunu yapamıyorsak, facebook’ta gerillacılık oynayıp Türkmenler’i kırdırmanın ne manası var?

3.Bir ülkede ne kadar futbol varsa…

Fethi Naci, “bir ülkede ne kadar futbol varsa o kadar roman vardır” diyordu. Kalkınma birleşik kaplar usulü bir gelişme eğrisi içerir. Elimizde ne ‘devlet aklı’ var, ne futbol ne de roman… 
Fatih Kerimi’nin 100 yıl önce yazdığı ‘İstanbul Mektupları’nı okuyun bugünkü Türkiye’yi karşılaştırın. Türkiye çok mesafe almış, ama ‘devlet aklı’ olmayınca bırakın milli devlet olmayı her parçasını ürettiğimiz yerli otomobil’in adını bile koyamıyoruz.

4.Putin, tarih dersi kitapları ve tarihiyle barışık olmak

Devlet aklı’ tasarımının ürünü kendilikbilgisi’ne vakıf Putin iktidara gelince ‘alkolik Rusya’, yeniden süper güç olur. 
Kendilikbilgisi’ne vakıf olmanın nişanesi ‘tarihiyle barışık olmak’tan geçiyor. 
Putin, 2014 yılında tarih kitaplarını yazan komisyon üyeleriyle bir toplantı yapar. Tarih kitaplarını hazırlayan komisyon üyeleriyle yaptığı görüşmelerde şöyle diyor Putin, “tarih ders kitaplarının tek elden yapılmış olması bizim baskıcı olduğumuzu değil, tarihi, geçmişimize, tartışmalı olaylarımıza aynı gözden bakmamız gerektiği fikri ile ilgili olduğumuzu gösterir.” 
Türkiye’de kendilikbilgisi olsa Ulucanlar Cezaevi’ni ‘İşkence Müzesi’ yapıp kendini dünyaya rezil eder miydi? 
İşkence bu toplumun bir gerçeği. Bu gerçeğin tasfiyesi elbette önemli. Aynı Ulucanlar Cezaevi’nde hapishane kültüründen, folkloruna, edebiyatına anlamlı bir müze oluşturulamaz mıydı? 
İşkence sesleri, işkence aletleri rezalet bir mantık. 
İşin ilginç tarafı ‘İşkence Müzesi’ rezaletini dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açması. 
O zaman çocuk tecavüzleri için de ‘Yetimler Yurdu Tecavüz Müzesi’ açmak lazım. 
Bakın Putin ne diyor? 
Geçmişimize, tartışmalı olaylarımıza aynı gözden bakmamız gerekir.”

AtatürkDersim’de İngiliz ve Rus işbirlikçiliğini tasfiye etti, kamu düzenini yeniden kurdu. Tıpkı bugün Güneydoğu’dan sokak sokak PKK’nın temizlenmesi gibiydi yaptıkları. Kendilikbilgisi’nin sonucuydu yapılanlar. 
Dersim’e Atatürk gibi bakmayanlar; bugünkü Cizre’yi anlayamaz, Rojava’yı ıskalar, Halep’i kaybeder, Bayır-Bucak’ı Rus-İran İttifakı’na kırdırır!

5.İlber Ortaylı’nın Rusya yorumları niçin önemli?

Yıllar önce Cağaloğlu’nda Mehmet Varış’ın Kitabevi’nde oturuyoruz. İlber Ortaylı, Devlet Arşivleri’nden Kitabevi’ne gelmiş, sohbet ediyor. Hoca müthiş üslubuyla anlatıyor: “Dedem hacdan gelirken Rus Çarı dedemi karşılamış.” 
İlber Hoca, anne tarafından dedesinin büyük toprak ağalarından olduğunu söylüyor. Ailede müftüler var, amcalardan bir tanesi Duma üyesi. Baba dedesi Kırım’ın Kefe Ortay köyünden. 
Komünizm gelince işin rengi değişiyor. Kırım Tatarı aile çok eziyet çekmiş komünistlerden. Annesinin babası Alman Lisesi’ne gidiyor. Okuldan sınıf arkadaşı Komünist Parti’li bir Yahudi var. Gelmiş, Ortaylı’nın dedesine, “senin burada işin yok, buradan kaç” demiş. 
İlber Ortaylı’nın Kırım bağlantısı hala sürüyor. Kırım’ın Putin tarafından yeni işgalinde de Ortaylı’nın kuzeni Tahir Smedlayev tutuklanır. Smedlayev, işgale karşı çıkan bütün Kırımlılar gibi ‘devlet yetkilisine karşı şiddet kullanmak’la suçlanıyor.

6.Hatime: Batılılar, kurnazlıkla Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirdi

Rusya bizim için sanal bir bilgi… Ortaylı için aynelyakin bir bilgi. 
Rus modernleşmesi ve sömürgeciliğinin ciddi temelleri var. Deli Petro modernleşmeyi Batı tersanelerinde işçi olarak çalışarak çözdü. Biz edebiyatçılar eliyle marksist tabirle üst yapı kurumlarına öykünerek Batılılaştık. Arada fark var. Yusuf Akçura’nın Paris’te felsefe okuyan Mehmet İzzet’e, “Boş ver felsefeyi bize demirci lazım” çıkışı boşuna söylenmiş bir söz değil. 
OrtaylıTürkiye ve Rusya’nın ‘angajman krizi’ni serinkanlılıkla yorumluyor ve Batılılar’ın kurnazlıkla Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirdiğini söylüyor. 
HocaRusya ve Türkiye’nin bu oyunu anlaşarak durdurmaları gereğini işaret ediyor ve bizi ikaz ediyor. 
Ya Nagehan Alçı’yı dinleyip Suriye’ye hukuksuz gireceğiz ya da İlber Ortaylı’yı dinleyip Batı’nın oyununu bozacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder