1.Dünyada en fazla Türkolog Rusya’da var
Türk Tarihi ile Rus Tarihi iç içe geçmiş bir insanlık macerasıdır. Bu iki tarihin bugünkü sorunlarının geçmişe uzanan boyutları var.
Dünyada en fazla Türkolog, Rusya’da var. ABD, Almanya, Çin, İngiltere, Fransa, İsrail, Polonya ve Macaristan da Türkoloji’ye önem veren ülkeler.
Daha önce yazdığımız Türkiyeli Rus Tatyana Moran, Yurdanur Salman ile ‘Sovyet Türkologların Türk Edebiyatı İncelemeleri’ adlı kaynak eseri dilimize çevirmiş.
Gündemdeki iki Türkolog Putin’in sözcüsü Dmitri Peskov ile Rus politikacı Jirnovski… İkisi de şakır şakır Türkçe konuşur. Putin’in de gençlik yıllarında İzmir Aliağa Rafinerisi’nde istihbarat elemanı olarak çalıştığını biliyoruz.
Türk işçileri Aliağa Rafinerisi’nde Putin’e ‘Potin’ derlermiş.
Putin de tıpkı Deli Petro’nun tersanelerde işçi olarak çalışması gibi rafinerilerde işçi görünerek çalışmış.
2.Putin’in sözcüsü Türkolog Dmitri Peskov
Putin’in sözcüsü Dmitri Peskov, Moskova’da Türkoloji Bölümüne girer ve zamanla Türkiye’ye ilgisi artarak devam eder. 1990’lı yıllarda Ankara’da Rusya Büyükelçiliği’nde 7 yıl görev yapar. Türkiye’yi karış karış gezer. Hayatının en mutlu yıllarını Türkiye’de geçirdiğini söyler.
Karşılaştığı Türklerle Türkçe konuşan Peskov, fırsat buldukça Moskova’daki Türk restoranlarına gider ve Türk yemekleri yer.
Uçak Krizi’nden önce Rus-Türk İşadamları Birliği (RTİB)’in ‘Zirve Sohbetleri’ konuşan Dmitri Peskov, konuşmasını baştan sona Türkçe yapar.
“Türkiye’siz bir hayat düşünemiyorum. Siyasi ve ekonomik gündemden de dolayı zaten her gün muhakkak Türkiye’yi düşünüyorum. Türkiye ile ilişkilerimiz mükemmel. Siyasi olarak görüş farklılıkları zaman zaman olabilir. Ama bu normal. İyi komşu kötü akrabadan iyidir. Türkiye ile karşılıklı yarar temelinde ilişkilerimiz gelişiyor. Zaten tek tarafa yarar sağlayan ilişki olmaz.” Bu sözler, Peskov’a ait.
Suriye’de Rus uçağının düşürülmesinden sonra Dmitri Peskov
Suriye’de Rus uçağının Türkiye tarafından düşürülmesinden sonra Dmitri Peskov’un sözleri değişir.
Dmitri Peskov, “Türkiye'nin Rus Su-24 uçağını düşürmesinin kendisinde hayal kırıklığı yarattığını” söyler.
3.Gezi Parkı Olayları ve Jirinovski
Yukarıda söyledik… Rusya Liberal Demokrat Partisi Genel Başkanı Jirnovski de Türkolog… Kabadayı tavırlarıyla bilinir. Kafayı çekip irad ettiği nutuklarıyla meşhurdur.
Jirnovski, Türkiye’de KGB adına casusluk yapmış. En son Haydar Baş’ın Rusya ziyareti sırasında ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözlerini tekrarlarken hatırlıyorum.
Kemal Çiftçi, Gezi Parkı Olayları sırasında Jirinovski’nin tavrına dikkat çekmişti. Jirinovski, Gezi Parkı Olayları sırasında Türkiye’de ‘turuncu devrim’ yaşandığını iddia etmişti.
Jirinovski’ye göre ‘Batı, İslamlaştırılan bir Türkiye istemiyor.’ Ve Jirinovski ağzındaki asıl baklayı çıkarır: “Türkiye sadece boş oturmayacak, aynı zamanda tüm Müslüman dünyasını birleştirecek. Batı’ya bu lazım değil! Batı’ya aynı zamanda yeni Osmanlı İmparatorluğu da lazım değil. Rusya ve Çin’in de işine gelmez. Demokratların, sosyal demokratların, hatta askerlerin geri dönmesi işimize yarar. Erdoğan’ın geleceği yok.”
4.Salih Zeki Bey’in gelini Türkolog Irene Melikof
Bir başka Rus Türkolog Irene Melikoff…
Melikoff’un Azeri kökenli babası Rusya’nın petrol krallarından biri. Annesi ise Rus asıllı.
Irena Melikoff, 1917 Ekim Devrimi’nden bir ay sonra Rusya’nın Petrograd şehrinde doğar. Ailesi Rusya’yı terk eder, Finlandiya üzerinden Paris’e gider. Melikoff Paris’te büyür.
18 yaşındayken Türk Edebiyatı’ndan eserler okumaya başlar. Irene Melikoff Sorbon’da Edebiyat Fakültesi’ni bitirir. Türkçe öğretmenleri arasında Halide Edip Adıvar’ın ikinci kocası Adnan Adıvar da vardır. Okuduğu ilk Türkçe eserlerden biri Halide Edip’in ‘Ateşten Gömlek’ adlı eseridir.
Halide Edip, Adnan Adıvar’dan önce matematikçi Salih Zeki Bey’le evlenir. Çiftin evlilikleri uzun sürmez. Salih Zeki Bey, Galatasaray Lisesi Müdürü iken, üçüncü evliliğini öğretmen Münevver Hanım’la yapar. Bu evliliğinden Tarık ve Faruk Sayar isimli çocukları olur.
Salih Zeki Bey’in oğlu Faruk Sayar, ilk evliliğini Türkolog Irene Melikoff ile yapar.
Melikoff 1998 yılında Tüyap tarafından düzenlenen 17. İstanbul Kitap Fuarı’na konuk yazar olarak katılır.
Irene Melikoff, Şahkulu Dergahı’nda düzenlenen Birlik Cemi’ne katılır. Bektaşilik’in kadınların törenlere katılması, alkollü içkilere karşı hoşgörü gibi esneklikleri içerdiğini işaret ederek ‘uyumlu bir inanç biçimi’ olduğunu söyler.
Türk Solu, Irene Melikoff’u abartılı bir sevgi ile bağrına basar. Vaktiyle İlhan Selçuk’tan Server Tanilli’ye, Duygu Asena’ya kadar bütün renkleriyle Melikoff’a övgüler düzmüştür.
Irene Melikoff için ölümünün 40’ıncı gününde anma etkinliği düzenlenir. Karacaahmet Sultan Dergâhı’ndaki etkinliğe, Melikoff’un kızları, torunları, yazar Yaşar Kemal, Rasih Nuri İleri, Esat Korkmaz, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Sekreteri Kazım Genç ve Avrupa Alevi Birlikleri Federasyonu’ndan Servet Demir’in de yer aldığı bir topluluk katılır.
Yaşar Kemal, Irene Melikoff’u gençlik yıllarından beri tanıdığını belirterek, bir anısını paylaşır: “Irene’yle hep Aleviliği konuşurduk. Bir gün bana ‘Alevilik bir yaşam biçimi’ demişti. Bunu 1960’ta gazetede yazdım. Bir general bu yazı nedeniyle neredeyse beni tutuklatacaktı.”
Melikoff’un kızı Şirin Melikoff Sayar: “Annemin işi inanmak değil, anlamak, anlatmak ve bilim sevgisi aşılamaktı. O tüm bunları başardı” dedi.
5.Mahmut Nedim Paşa’dan bu yana içimizdeki Rus Muhipleri
Türk Aydını, her şey olur sadece yerli olmakta zorlanır. Osmanlı Dönemi’nde sadrazam yani başbakan Mahmut Nedim Paşa, Rus Muhibbi idi. Rus Muhipliği sonraki dönemlerde devam etti. Türk Solu’nun TKP kanadı Rus işbirlikçiliğinde tavan yapmıştır. Bugün de içimizde Rus Muhipleri var.
Türkiye ile Rusya’nın arasının açılmasını fırsat bilen HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’yi şikayet için Moskova’ya gidiyor. Rusya’da HDP’nin temsilciliğini açacağını kaydeden Demirtaş, Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile de görüşecek.
Haydar Baş ve Selahattin Demirtaş’tan sonra Yaşar Nuri Öztürk de Rusya ve Putin muhabbetini dile getiriyor.
İlahiyat profesörü Yaşar Nuri Öztürk, Rus lider Putin’i öve öve bitiremiyor ve “Putin’in mü’min kokusu” yaydığını söylüyor.
Yaşar Nuri Öztürk, Ulusal Kanal’da ekrana gelen Söz ve Işık programında Gülgün Feyman’ın konuğu olur. Programda dünya basınında bir dönem “Putin Müslüman mı oldu” haberlerinin dolandığını söyleyen Öztürk; ‘Putin’in mü’min kokusu yaydığını, Putin’den Kur’an mü’mini kokularının geldiğini’ 2008 yılında yazdığını söyler.
Geçtiğimiz hafta Rojava’daki PKK-PYD’ye Rusya’nın 5 ton mühimmat gönderdiğini okuduk.
Diyarbakır’ın Sur ilçesi ve Nusaybin’deki terör olaylarına Rus uyruklu ajanların da karışması ilginç bir durum.
Bu süreçte CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem’in Rus Kanalı Russia Today’e söylediği Türkiye karşıtı sözler ayrıca düşündürücü.
Saflar giderek belirginleşiyor.
6.Hatime: Bilmezsen, yönetemezsin!
İlber Ortaylı, “Moskova’da öğreniyor veletler” diyerek Rus gençlerinin Osmanlıca öğrendiklerinden söz eder.
Bizde Rusça öğrenen sınırlı gencimiz var. Gençlerimizin Osmanlıca eğitimine bile sıcak baktığını söyleyemeyiz. Türk Eğitim Sistemi’nin kariyer odaklı yönlendirmeleri kabiliyet, ilgi, merak gibi temel eğitim imkanlarını köreltiyor.
‘Kariyer düşüncesi’, artık gençlerimizin önündeki en büyük ‘kariyer engeli’ne dönüşmüş durumda.
Rusya’nın petrol ve doğal gaz kaynakları işgal ettiği Tataristan’da, Başkırdistan’da, Sibirya’da yani Türk toprakları üzerinde.
Rusya kendisinin olmayan kaynakları yöneterek hükümranlığını sürdürüyor.
Yukarda söyledik dünyada en fazla Türkolog Rusya’da var. Rusya kendi içindeki 28 milyon Müslüman Türkü Türkoloji ile yönetiyor.
Rusya, Türk Dünyası’nı biliyor ve yönetiyor.
Zaten bilmezsen yönetemezsin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder