1.Siyasal İktidar, ne kadar iktidar?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Şehir Tiyatroları 19 yıldır Ak Parti’nin elinde. Yanlışlıkla bir tiyatrocu yetiştirdikleri görülmemiştir. Benzer durum MHP’li belediyeler için de geçerlidir.
Çünkü Sağ’ın medeniyet eksenli politik tavrı sadece söylemdedir. Sağ’ın reel politik’i Müteahhitlik Sistemi ve Yeni Sınıf aracılığıyla Küresel Sistem’le bağlantılıdır.
Reklamverenler’den medya havuzlarına, sahne ve sinemanın Yıldız Sistemi’ne her alanda Finans Kapital’in sözü geçer. Yani seçimle gelen Siyasal İktidar’a alternatif bir Sanatsal İktidar’ı inşa edilmiştir.
Sağ kitlelerin anlamadığı şey de tam burasıdır. ‘Halk dalkavukluğu’ yaparak kendilerinden oy alanlar Haçlı Seferleri’nin püskürtülmesi için hiçbir şey yapmazlar.
Atıf Yılmaz, Sezen Aksu, Yılmaz Erdoğan hepsi bire bin veren başaklar gibidir. Dünya görüşleri için Finans Kapital’in kanatları altında halka karşı lejyoner yetiştirirler. Yerli Sanatçı’nın eli kolu bağlıdır ya memur olmalıdır ya işsiz kalmalıdır.
Bu yüzden Haçlı Seferleri’nin lejyonerleri Melek Baykal, Sırrı Süreyya Önder ve Serra Yılmaz’ın hakaret dolu sözlerine şaşırmamak lazımdır.
Türklük’e sövdükçe pirim yaparlar.
Oyuncu Serra Yılmaz CNN International kanalında Antony Bourdain’in sunduğu programa konuk olur. Sunucu Bourdain, Serra Yılmaz’a “Türk olmak nasıl bir şey?” diye sorar. Yılmaz bu soruya “Evet Türküm ama bu benim suçum değil” der.
Serra Yılmaz’ın cevabı Amerika’da yaşayan Türkler tarafından büyük tepkiyle karşılanır. Serra Yılmaz’a özellikle twitter üzerinden tepki mesajları iletilir.
Serra Yılmaz gelen eleştirileri “Amerikalı ya da Fransız, ya da herhangi biri bunun esprisini anlıyor ve gülüyor. Sadece bizler yanlış anlıyoruz” der.
Yanlış anlaşılan sadece Serra Yılmaz değildir. Bir yıl önce de başörtüsüne ileri geri laflar eden Sezen Aksu yanlış anlaşıldığını beyan etmişti.
3.Melek Baykal: Biz ne zaman ve neden bu kadar geriye gittik!
Oyuncu Melek Baykal, Yozgat’taki Hayri İnal Konağı’nı ziyaret eder. Buradaki izlenimlerini bir fotoğrafla birlikte kişisel sosyal medya hesabından paylaşır.
Melek Baykal, Hayri İnal Konağı’nda konağın duvarında sahipleri Hayri İnal ve ailesinin resimlerini görür. En az 100 sene önce çekilen fotoğraftaki hanımlar başları açık, modern kıyafetler içindedir.
Melek Baykal, kendisiyle fotoğraf çektiren Yozgatlı bayanları
görünce vitesten atar. Suratından düşen bin parça olur. Baykal espri yapmayı da ihmal etmez, “Yüzümdeki ifadeden ne kadar mutlu olmuşum anlarsınız zaten… Ve kendi kendime sordum. Biz ne zaman ve neden bu kadar geriye gittik diye. Cevabını bulamadım.”
Melek Baykal, kullandığı ifadeler nedeniyle takipçilerinin tepkisini çeker. Baykal yaptığı yazılı açıklamayla da hakaret ettiği reaya’dan özür diler.
4.Sırrı Süreyya Önder: Türk ve Kürt halkının genetiği yavşaklıktır!
Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat, köşesinde HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’le aralarında geçen bir konuşmayı anlatır.
Mekan, Cihangir’de bir kahvehanedir…
Kırıkkanat, Önder’e “Türklerle Kürtler ayrılır mı?” diye sorar.
Önder, ‘Cık’ der. “Ortak genleri yavşaklıktır. Ayrılamazlar!”
5.Hatime: Savaş aydınlar savaşı
Savaş üç türlüdür… Klasik insan öldürme savaşı: Sömürgecilik, Misyonerlik ve Oryantalist Savaş.
Sömürgecilik’te amaç ülkelerin kaynaklarını sömürmek ve insanlarını köleleştirmektir.
Misyonerlik’te amaç yerli halkı sadece kendi dinine inandırmak değildir. Emperyalistler zencileri ve Asyalıları kendi kültürlerini yok eden militan mankurtlar haline getirmiştir. Artık Avrupa’dan Amerika’dan değil en çok misyoner Güney Kore ve Afrika sömürgelerinden yetişiyor.
Şeyh ve müderris torunlarının yabancılaştırılması da Misyonerlik’in bir çeşididir. Bülent Ecevit, Şerif Mardin, Ahmed Arif, Okan Bayülken, Aydemir Güler, Mehmet Ali Erbil, Belçim Erdoğan ve Ufuk Uras hepsi şeyh ya da ulema çocuğudur.
Savaşların kravatlısı Oryantalist Savaş’tır.
Oryantalist Savaş, savaşların en tehlikelisidir. Oryantalizm, insani değerleri insana karşı hale dönüştürme bilimidir.
Aydınlar Savaşı’nın muhatabı halk gibi görünürse de Yabancılaşmış Aydın’ın muhatabı Yerli Aydın’dır. Sadece çatışmalar halk üzerinden yapılır.
Yabancılaşmış Aydın ve hususen Yabancılaşmış Sanatçı, sömürgeci vantal savaştan ve Misyonerlik savaşından daha aşağılık bir işlevi üstlenen Oryantalist Savaş’la görevlidir. Yabancılaşmış Sanatçı’nın görevi insani ve yerli değerleri aşağılamak, saptırmak ve hakir kılmaktır.
Evet Haçlı Seferleri’nin lejyonerleri Melek Baykal, Sırrı Süreyya Önder ve Serra Yılmaz’ın sözlerine şaşırmamak lazımdır.
Yerli Aydın ve Yerli Sanatçı’nın savaşını sadece Haçlı Seferleri’nin lejyonerlerine karşı değil, aynı zamanda içeriksiz Sağ yapılara karşı da vermek zorundadır.
Yerli Aydın ve Yerli Sanatçı, Kutlu Peygamber Hazreti Muhammed’in izinde, ilim şehrinin kapısı Hazreti Ali’nin yolundadır.
Sömürgecilik, Misyonerlik ve Oryantalizm sadece Zülfikar’dan anlar.
Yerli Sanatçı’nın her hamlesi bir Zülfikar’dır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder