29 Aralık 2015 Salı

Cizre'nin sırları ya da Rus ajanı Abdürrezzak Bedirhan

1.Cizre Ayaklanması’nın gerekçeleri ve Abdürrezzak Bedirhan’ın misyonu

Bugünkü Cizre Ayaklanması’nın gerekçelerini anlayabilmek için Bedirhaniler’i tanımak gerekir. 
Siyasi Kürtçüler’in inanışına göre Bedirhan BeyKürt Tarihi’nde devlet aşamasına ulaşmış ilk beyliğin kurucusudur. 
Bedirhanlar’ın temel amacı mirasları olduğuna inandıkları Cizre Beyliği’ni tekrar elde etmektir. Aile fertleri bu hedefe ulaşmak için, Kürt halkını sürekli olarak kışkırtmıştır. 
Bedirhanlar’ın bir kısmı siyasetle ilgilenir, bazıları basın faaliyetleriyle uğraşır, bir kısmı da doğrudan ayaklanma ile meşgul olur.
 
Bedirhan Bey’in torunu ve Necip Paşa’nın oğlu Abdürrezzak Bedirhan 

Abdürrezzak BedirhanBedirhan Bey’in torunu ve Necip Paşa’nın oğludur. 1864 yılında İstanbul’da doğar. Çocukluk döneminde iyi bir eğitim verilir. Doğu ve Batı dilleri’ni öğrenir. Bedirhan soyundan çocukların öğretmenlerinden olan Hacı Kadir Koyi’den etkilenir. Abdürrezzak Bedirhan İstanbul’da Şişli’de yaşamıştır.
Araştırmacı Prof. Dr. Celile CelilAbdürrezzak Bedirhan’ın misyonunu şöyle anlatır: “O, hem aydın, hem diplomat, hem komutan, hem ulusal devrimci, hem de enternasyonalisttir. Hem yurtsever, hem bir bilim insanı, hem örgütleyicidir. Tüm alanlarda başarılı bir müdahaleci ve uzmandır.”

2.Abdürrezzak Bedirhan: Rusya’yı vatanım gibi algılayarak Erivan’da olayım

Osmanlı Dışişleri’nde çalışan Abdürrezzak Bedirhan, 1890’lı yılların başındaPetersburg Türk Konsolosluğu’nda üçüncü sekreterliğe atanır. Burada Rusça öğrenir ve Rusya hakkında inceleme yapma imkanı bulur. Bu dönemde Rusya ile geliştirdiği dostane ilişkilerinden dolayı ikinci derecede ‘Sv. Stanislav Nişanı’yla ödüllendirilir. Bir yıl sonra Tahran Türk Konsolosluğu’nda ikinci sekreterliğe atanır. Bu göreve giderken, bir ihbar üzerine İstanbul’a çağrılır. 
İstanbul’a gelen Abdürrezzak Bedirhan, bilahare İstanbul’daki Rus elçilik mensuplarının yardımıyla Eylül 1894’te Sivastopol’a kaçar. Oradan da sınıra yakın olan Erivan’a yerleşmek umuduyla Tiflis’e gider. 
Abdürrezzak Bedirhan, bu dönemde Rus yetkililere kendisini ve ailesini anlatan iki rapor yazar. Bunlardan birinde, Rusya’ya sığınma gerekçesini şöyle açıklar: “...kendim ve çocuklarım için Rusya’yı vatanım gibi algılayarak Erivan’da olayım. ” 
Aynı raporda Türk Milleti’ne de hakaret eder: “Sultan Abdülhamit benim gitmemle büyük bir şüpheye düşmüştü. O da geçmişindeki ataları gibi binlerce kötü taktiğe başvurarak amaçlarına varmaya çalıştı.”

3.Yurda döndü Saray’da görevlendirildi

Abdürrezzak BedirhanRusya’dan İngiltere’ye geçer. Londra’da Ermeni örgütleriyle ‘yoğun ilişkiler’ içine girer. Sultan II. Abdülhamid Han, akrabaları aracılığıyla onu ikna ederek İstanbul’a getirir. Kendisine Saray’da tören sorumluluğu görevi verilir. (Kürt Hareketinde Rus Eğilimi ve Abdürrezzak Bedirhan’ın Sosyo-Politik Faaliyetleri Kürt Aydınlanması Celile Celil, Avesta Y.) 
Abdürrezzak Bedirhan’a 1898 yılı Şubat ayında ula sanisi rütbesi verilir ki, tümgeneralliğe eşit mülki rütbedir. Kendisinin ve akrabalarının Osmanlı Bürokrasisi’nde yüksek mevkilerde görevlendirilmesini bile olumsuz olarak niteleyecek kadar, Osmanlı ve Türk düşmanıdır.
 
Rıdvan Paşa’nın öldürülmesi

Abdürrezzak Bedirhan, 1906 yılında İstanbul Belediye Başkanı Rıdvan Paşa’nın öldürülmesi üzerine cinayete teşvikle suçlanarak Trablusgarp’a sürülür ve hapsedilir. Burada sorguları yapılırken Abdürrezzak BedirhanII. Abdülhamid Han’a bir mektup yazarak Rıdvan Paşa’yı kendisinin öldürmediğini söyler.

4.Bedirhanlar’ın Abdülhamit Han’ı tasfiye komplosu

Bu dönemde ortaya atılan bir iddiaya göre Bedirhanlar, tahtın varisi Yusuf İzzeddin Efendi ile beraber bir gizli proje hazırlamakta ve bir çok Saray ileri geleni ve bakanının öldürülmesi amaçlanmaktadır. 
Abdürrezzak BedirhanRuslar’a verdiği bir raporda Rıdvan Paşa’nın öldürülmesinin planlı bir organizasyon olduğunu itiraf eder: “... onun ortadan kaldırılmasının asıl nedeni, İstanbul’daki kaos ortamını genişletmek ve onu bahane ederek Sultan’ı tahttan atmak içindi. ” 
Bu iddialar sırasında devam eden özel mahkeme, Abdürrezzak Bedirhan’ı ölüm cezasına, diğer Bedirhanlar’ı da ömür boyu sürgün cezasına çarptırır. Padişah, bilahare Abdürrezzak Bedirhan’ın cezasını da ömür boyu sürgüne çevirir.Meşrutiyet’in ilanından sonra çıkarılan af kanunundan yaralanarak 1910 yılındaİstanbul’a dönmesine izin verilir.
 
5.Abdürrezzak Bedirhan tekrar Rusya’ya kaçar

İstanbul’a dönen Abdürrezzak Bedirhan, Rus Başkonsolosu Çarıkov ile yakın ilişkiler kurar ve kendisine politik sığınma hakkı verilmesi amacıyla Rusya hükümeti nezdinde girişimde bulunur. Çarıkov özel bir dilekçeyle Rus Dışişleri Bakanlığı’ndanAbdürrezzak Bedirhan’a Erivan’da ikamet izni ve Rus vatandaşlığı verilmesini ister ve onay beklemeden bir vize hazırlar. 
Çarikov Rus yetkililere çektiği telgrafta, Abdürrezzak Bedirhan’ın dostça karşılanmasını ister. Abdürrezzak Bedirhan 8 Aralık 1910 tarihinde Sivastopol veYalta üzerinden Tiflis’e geçer. Rusya, Kürtler arasında etkisini güçlendirmek içinAbdürrezzak Bedirhan’ın ismini kullanmayı amaçlar. Abdürrezzak Bedirhan da bu görevi hakkıyla yerine getireceğine dair söz verir. Osmanlı-İran sınırı boyunca bazı Kürt aşiretleri ve Asuri önderlerinden Petros Elov ile ilişkiler kurar. 
Abdürrezzak Bedirhan 26 Mart 1911 tarihinde Türkiye sınırları içine girerek Van’daki Rus Konsolos Yardımcısı Alferev’le görüşür. Hakkındaki şüpheleri dağıtmak içinUrmiye’deki Türk Konsolosu Sadi Bey’i ziyaret eder ve evinde kalır. İstanbul’dan konsolosa iletilen tutuklanma haberi üzerine 11 Mayıs 1911’de Urumiye Rus Konsolosluğu’na sığınır. Ruslar tarafından Tebriz’e buradan da Tiflis’e götürülür. Oradan Paris’e ve Kahire’ye giderek bölücü unsurlarla temaslarda bulunur. 23 Eylül 1911’de yeniden Tiflis’e döner.

6.Rus harfleriyle bir Kürtçe alfabe hazırlanması

Türk Dışişleri Bakanı Asım BeyRusya’nın Abdürrezzak Bedirhan’a gösterdiği himayeden dolayı derin üzüntü duyduğunu İstanbul’daki Rus Elçiliği’ne bildirir. Bilahare Abdürrezzak Bedirhan’ın padişah tarafından affedildiği bildirilir. 1910-1912 yıllarını başlatılmasını düşündüğü Kürt ayaklanması için hazırlıkla geçirir. 1912 sonlarında ise Gehandıni (Eğitim) adlı bir dernek kurar. Dernek, Rus harfleriyle bir Kürtçe alfabe hazırlanması için Rus Bilimler Akademisi’ne başvurur. Türk ve İransınırları içinde isyan çıkartma düşüncelerini Rus yetkililerin ciddiye almaması üzerine, Almanya veya Osmanlı yönetimi ile ilişki kurabileceğini söyler.

7.Abdürrezzak Bedirhan: Yezidi Kürtleri Müslümanlığı kabul etmeyeceklerini kanıtladılar

Tiflis’ten Petersburg’a geçen Abdürrezzak Bedirhan, Rus yetkililerden Ermeni, Asuri ve Kürtler arasında diyalog kurma görevini alır ve ilk temaslarını buradaki Ermeni örgütleriyle yapar. O İslam’a girmeyen Yezidi Kürtleri büyük övgüyle karşılar: “Yezidi Kürtleri dinlerini terketmemiş ve 14. yüzyıldan hatta daha evvel, Arapların denetimine girmeden, kararlıca Müslümanlığı kabul etmeyeceklerini kanıtladılar. ”

Uluslararası Bölücü

Abdürrezzak Bedirhan’ın ismine 19. Yüzyıl sonları ile 20. Yüzyıl başlarında Türk, İran, Rus ve Alman gazetelerinin sayfalarında ve diplomatların raporlarında sıkça rastlanır. O bölücülük çabasını diplomatik alanda yoğunlaştırır. 
Birinci Dünya Savaşı’nı İran’da karşılayan Abdürrezzak Bedirhan, hemen Türkiyekarşıtı fikirleri Kürtler içinde yaymaya çalışır. 500 kişiden oluşan silahlı ekibi, Rus birliklerine önemli yardımlarda bulunur. Kürt-Ermeni ihtilaflarında aracı olarak, Ermenilere yardım eder.

8.Rus Belgelerinde Abdürrezzak Bedirhan

1960’lı yıllarda Sovyet bilim adamları Kürt Tarihi’ni yeniden yazmak istediklerinde,Rusya’nın eski arşivleri arasında artık tozlar içinde kaybolmuş diplomatik, askeri ve bölgeye ilişkin çok sayıda dokümanla karşılaştılar. Onları yeniden ortaya çıkardılar. Bu kaynaklarda Abdürrezzak Bedirhan’la ilgili bir çok bilgiye rastlanır. 
Rusya’nın arşivleri arasında Rusça iki belge muhafaza edilmektedir ve Abdürrezzak Bedirhan’ın el yazması ile çevrilmiş oldukları anlatılmaktadır. Bu yazılar,Abdürrezzak Bedirhan’ın kısa hayatının özetidir. Belgeler, Rusya’daki diplomatik çevreleri aydınlatmak üzere kaleme alınmıştır. Bu yazıların çevirisiyle ‘Otobiyografya’ (Otobiyografya, Abdürrezzak Bedirhan Çev. Hasan Cuni, Peri Y.) kitabı oluşmuştur. 
İlk doküman Belge-I Abdürrezzak Bedirhan tarafından 14 Eylül 1910 tarihinde,İstanbul Rus Konsolosluğu’na hitaben N. V. Çarikov’a yazılmıştır.

Dokümanın içeriği kısaca şöyledir:
Abdürrezzak Bedirhan sürgünden İstanbul’a döndüğü gün kendine, ailesine ve halkına karşı duyduğu sorumluluk gereği, yeni yönetimin düşmanca tutumunu tahmin eder. Bu nedenle Türkiye’yi terk edip Rusya’ya geçmesi için Kafkasya’da bir yer ayarlamak üzere karar kılar. Çünkü Kürt halkına yakın bir yerde konaklayarak kışkırtıcı faaliyetlerini daha iyi yapabileceğini düşünür. İstanbul Rus Konsolosluğu’ndan,Kafkasya’da barınmak üzere izin almak için kısa hayatını kaleme alarak sunar. Bu yazının aslının Türkçe olduğu dokümanın ilk sayfasında belirtilmiştir.

Bu dokümanda Abdürrezzak Bedirhan geçmişini, ailesinin başından geçenleri, Jöntürklerin Kürtlere karşı geliştirebileceğini düşündüğü politikaları kaleme almıştır.

Konsolosluğun cevabı

Bu yazı üzerine İstanbul’daki Rus BüyükelçiliğiRusya Dışişleri Bakanlığı’nı araya koyarak, Abdürrezzak Bedirhan’a izin vermek gerektiğine dair düşüncelerini belirtir. Abdürrezzak Bedirhan izin aldıktan sonra Kafkasya’ya geçer. Bir süre geçtikten sonra da Türkiye ve İran sınırına çok yakın, o dönem Rusya’nın denetiminde olan topraklarda konaklar.

İkinci Doküman

İkinci Doküman da Abdürrezzak Bedirhan’ın kısa hayatına dairdir. Ağırlıkla 1910-1916 yıllarında Rusya’nın denetimi altındaki topraklarda yaptığı çalışmaları kaleme alır.

İkinci Dokümanın kaleme alınış gerekçesi

1910-1916 yıllarında Abdürrezzak BedirhanRusya’nın egemenliği altındaki topraklarda Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Kürtler’in bölücü faaliyetlerde yer alması için Ruslar’a hizmet eder. 
Abdürrezzak Bedirhan Kürtler arasında Rusya’nın ajanı olarak görülür. Onun Türk düşmanlığından hareketle Ermeniler’le sıcak ilişkiler kurmak için yakınlaşmasına rağmen, Ermenistan’da büyük zorluklarla karşılaşır ve Gürcistan’ın başkenti Tiflis’e gitmek zorunda kalır. Başından çok olumsuz şeyler geçer. Bunları yazarakKafkasya’daki Rus konsoloslarına verir. 
Prof. Dr. Celile Celil, “Görmekteyiz ki Kürtler, günün politikasında enteresan ilişkiler için kullanılmışlardır” der.

9.Abdürrezzak Bedirhan Henriette Hanım ile evlenir


Abdürrezzak BedirhanHenriette isimli ecnebi bir bayanla evlenir. Bu evlilikten Leyla Bedirhan dünyaya gelir. Henriette Hanım’ın Polonyalı ve Avusturyalı olduğu konusunda iki ayrı iddia vardır. Abdürrezzak ve Henriette Bedirhan’ın iki çocukları olur. 

Abdürrezzak ve Henriette Bedirhan’ın kızı Leyla Bedirhan 

Ünlü bir bale-dans sanatçısı olan Leyla BedirhanAbdürrezzak Bedirhan veHenriette Bedirhan’ın kızıdır. 1908 yılında İstanbul’da doğar. Almanya’da bale okulunu bitirir ve Fransa’ya yerleşir. 
1935’te Leyla Bedirhan hakkında yazılan bir yazıda, onun daha önce Fransa,Belçika, Hollanda, İspanya, İsviçre, Amerika gibi ülkelerde bale-dans gösterileri yaptığı, Salzbourg’da yapılan bale festivaline katıldığı, ayrıca Saba Kraliçesi Belkısbalesinde başrolü oynadığı belirtilir. Oynadığı oyunlar arasında Dürzü Dansı, Pers Damgası ve Hiyeroglifler de vardır ki, bu sonuncu oyunu hazırlamak için otantik belgeleri inceledikten sonra yaklaşık olarak iki yıl çalıştığı belirtilir.

Kürt Prensesi

Leyla Bedirhan oyunlarından dolayı değişik Fransız gazete ve dergilerinde göklere çıkarılır. Fransa’daki gösterileriyle ilgili eleştiri yazısı, afiş ve ilanlardan bir çoğundaLeyla Bedirhan ‘Kürt’ ya da ‘Kürt prensesi’ olarak tanıtılmaktadır. 
Musa Anter de Murat Remzi Çınar’ın bu konuda kendisine şöyle dediğini yazar: “Yeğenim Abdürrezzak Bey, Polonyalı bir bayanla evlenmişti. Kendisinin tek bir kızı oldu. Adı Leyla Bedirhan’dır. Bugün Almanya’nın Devlet Operasında başsopranodur. Almanca olarak birçok doğu kaynaklı temsiller verir.”(Cızira Botanlı Bedirhaniler, Malmisanij, Avesta Y. İstanbul 2000)

10.Hatime: Abdürrezzak Bedirhan’ın aile içindeki fonksiyonu: kumpasın koordinasyonu

Bedirhanlar içinde Abdürrezzak Bedirhan’ın ayrı bir yeri vardır… O, aile içindeki bütün bölücü çalışmaların koordinasyonunu sağlamaya çalışır. 
Abdürrezzak BedirhanSultan II. Abdülhamid Han döneminde aile meclisinde, Kürt aşiretlerinin bir araya gelmesi gerektiğinden söz eder. 
Prof. Dr. Celile CelilAbdürrezzak Bedirhan’ın dönüştürücü özelliğini vurgular: “Onunla tanışan her birey, yetenek ve ikna edici özelliğinden, öneri ve yol göstericiliğinden, derin bilgisinden, saygı ve sıcak ilgisinden kendisinin karşısında ağır ve güvenilir bir kişiliğin olduğunu görür. Tüm yeteneklerine rağmen, dönem şimdiye kadar süre geldiği üzere, Kürtlere ve ona ihanet ediyordu. Çarlık Rusyası faydacı politikasını açıkça sürdürüyordu.” 
Osmanlı DevletiAbdürrezzak Bedirhan’ı sürekli takip eder. Abdürrezzak Bedirhan’ın Rusya ile girdiği şaibeli ilişkiyi, Müslüman halk arasında duyurur. HDP vePKK’nın bugün Rusya ile girdiği kirli ilişkiler’in geçmişini bilmemiz gerekiyor. 
Celile Celil’e göre KürtlerAbdürrezzak Bedirhan’ın yürüttüğü bölücü mücadelenin saflarına girebilecek ‘olgunluk’tan uzaktır. Kürt Halkı, bugün de PKK’ya mesafe koyarak Bedirhan Bey ve çocuklarının yolundan değil İdrisi Bitlisi’nin veMolla Cüzeyri’nin yolundan yürüyor.  
PKK’nın bugün Cizre’ye yoğunlaşmasının ardında Bedirhan Bey ve çocuklarınınCizre Beyliği tecrübesi vardır. Bugün olumlu bazı ilerlemeler varsa da Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetici kadrolarının bu yönelimleri okuyabildiğini söyleyemiyoruz. 
Cizre’de yapılan hava alanına bölücü Şerafettin Elçi’nin adını vermek önemli bir yanlış olmuştur. Türk-Kürt kardeşliğinin abide şahsiyetlerinden Molla Cüzeyri’nin adı bu hava alanına verilebilirdi. 
Molla Cüzeyri ki, Molla Gürani’nin arkadaşı, Fatih Sultan Mehmet’in dostu idi. Meraklısı Molla Cüzeyri’nin İstanbul’un fethi için yazdığı Fetih Şiiri’ne bakmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder