23 Şubat 2016 Salı

Boğaz'daki Aşiret'ten Sicil Defteri'ne

1.Türk Yurdu dergisi ve Gönüllerde Birlik Vakfı

İstanbul’dan memleketim Ankara’ya taşındım. Ankara ve İstanbul ilişkileri birbirinden çok farklı. Artık daha fazla kitaplarla birlikte olabiliyorum. Aslında sadece kitaplarla değil insanlarla daha fazla diyalog kurma imkanına kavuştum. 
Ankara’da Türk Yurdu dergisi ve Gönüllerde Birlik Vakfı temel uğrak yerlerim. Türk Yurdu dergisine daha fazla vakit ayırmak, yaşadığımız sürecin gereklerinden. 
Gönüllerde Birlik Vakfı, rahmetli ağabeyim Muhsin Yazıcıoğlu’nun perspektifleri üzerine kurulmuş bir sivil toplum örgütü. Son dönemde Gönüllerde Birlik Vakfı’nın toplantılarında Yunus ZeyrekOrhan ArslanNurten Ceceli AlkanDolunay Şenol ve Bünyamin Keskin’in sunumlarından istifade ettim.


2.Bir var oluş alanı Biyografi Atölyesi

Gönüllerde Birlik Vakfı’nın kıymetli yöneticileri Dr.Vefa Aloğlu ve Birol Dok vesilesiyle vakıf bünyesinde Biyografi Atölyesi etkinliğine başladık.
Biyografi Atölyesi’nde birbirinden kıymetli dostlarımızın araştırmalarını, incelemelerini, tezlerini birlikte değerlendirip Sağ’ın semtine uğramayan ‘ortak akla’ ulaşmaya çalışıyoruz. 
Önümüzdeki günlerde katılımcı arkadaşlarımızın sunumlarını bir seçki olarak da neşredeceğiz. 
Betonu ve vasat adamı kutsayan Sağ’ın krizi giderek derinleşiyor. Biz şikayeti bırakıp dersimize çalışıyoruz. 
Biyografi Atölyesi giderek bir düşünce kurumsallaşmasına dönüşüyor.

3.Boğaz’daki Aşiret bir milattır

Boğaz’daki Aşiret; Metin Erksan’dan Anıl Çeçen’e rahmetli Ziya Uygur’a bir çok öncü ismin bir milat olarak nitelediği bir kitap. 
Lütfi ŞehsuvaroğluÜlkü Ocakları eski başkanlarından… Şimdi Vahdet gazetesinde yazıyor. 
Geçen hafta Biyografi Atölyesi’nden çıkıp Hasret Kitabevi’nde Lütfi Şehsuvaroğlu’nun ziyaretine gittim. Muhsin Yazıcıoğlu için yazdığı ‘Ashabı Kehf’in Delikanlısı’ kitabını imzalattım. 
Sohbetimiz sırasında Lütfi Abi, bir yazar kuruluşunun Boğaz’daki Aşiret’e ödül verip vermediğini sordu. Bende kuruluş yetkililerinin ödül verecekleri bilgisini şahsıma ilettiklerini ama sonra bunun gerçekleşmediğini söyledim. 
Benzer bir durum Boğaz’daki Aşiret’in belgesel çekimi için bir televizyon kanalının yetkilileriyle yaptığımız görüşmelerin sonunda da başımıza geldi. 
Aynı şekilde Sağ’ın ana dağıtım kuruluşlarından biri ilaç için bir adet Boğaz’daki Aşiret dağıtmamaya azami gayret sarf etti. Ama Sağ’ın iç klanlarına rağmen Boğaz’daki Aşiret 10. baskısını yaptı.

4.Sol’a vurdukça Sağ abluka ile karşılaştım

Sicil Defteri’, yeni bir kitabım… Kitabı önce büyük bir Sağ yayınevi basacaktı. Kitabın tasarımı yapıldı, Ankara’daki kitap fuarı’nda imza günü bile ayarlandı. Sonra malum klan devreye girdi. Kitabın baskısı iptal edildi. 
Ben yıllarca Sol’u eleştiren yazılar yazdığımı zannediyordum. Sol’a vurdukça Sağ abluka ile karşılaştım. Sahte Sol ile sahte Sağ şebekelerin kuyruklarının birbiriyle irtibatı giderek ortaya çıkıyor. 
Sağ aforozun ardından sosyal demokrat bir yazar ve yayıncı olan Gürkan Hacır ‘Sicil Defteri’ne talip oldu. Şimdi ‘Sicil Defteri’ Asi Kitap’tan yayınlanacak. 
Kitaplarımın bir kısmı dostum Esat Özkeçeçi’nin katkılarıyla Köşegen Yayınları tarafından neşredilecek. 
Sahte Sağ’ın beşeri tezgahları ablukayı derinleştirdikçe, Yüce Allah hep ‘El-Fettah’ ismi şerifiyle tecelli ediyor. 
Büyük Yunus, ‘Ölürse hayvan ölür/ İnsan ölesi değil’ buyurur… Sağ’ın iç klanlarının oyunlarına rağmen ‘ölmez otu’ gibiyiz. 
Yeni dönemde Türk Yurdu dergisi, Gönüllerde Birlik VakfıBiyografi NetAsi Kitap ve Köşegen Yayınları ile network’ümüzü genişletiyoruz. Gönüldaş kadromuzla yürüyüşümüzü sürdürüyoruz.

5.Sicil Defteri yeni dönemin sorgulaması

Biyografi istihbarat servislerinin favori alanlarındandır. 
Star sistemi’ vatan kavramını yerle bir etmek ve insanı nesneleştirmek için tasarlanmış. 
Sicil Defteri’ bize karşı bir tasarıma dönüşen ‘star sistemi’ni sorguluyor. Biyografi’yi sıradan bir bilim alanı olmaktan çıkarıyor.
Artık kimin gerçekten kim olduğunu anlamak daha bir anlam kazanıyor
Sicil Defteri’ bir çığlık, ‘Suret seni aldatır, sen sirete bak’ diyor. 
Sicil Defteri’ndeki yazılar genelde bir sorunsaldan, problematikten hareket ediyor. ‘Sicil Defteri’ Tevhid odaklı temel kabullerimizin reflekslerinden oluşuyor. 
Sicil Defteri’ küresel saldırganlığa ve mikro bölünmelere karşı yerli bir reflekstir.

6.Hatime: Sahte Sağ, ‘değerler sistemi’ni tahrip ediyor!

Yüce Allah kendi sıfatlarından ve isimlerinden bir kısmının yansımalarının insanlarda görülmesine izin verdi. İki ismi müstesna oldu Gani ve Kibriya olmak… 
Yukarıda söyledik betonu ve vasat adamı kutsayan Sağ’ın krizi giderek derinleşiyor. Sahte Sağ, ‘değerler sistemi’ni tahrip ederek giderek kendini yok ediyor.
Biz kimiz? sorusunu kendilikbilgisi’nden hareketle cevaplandırmadıkça kaosları sürecek. 
Oysa Terkibî deva’nın bizde olduğu apaçık ortada, epistemik çöküş’ü yalnızca biz durdurabiliriz.
Evet Yüce Allah ‘El-Fettah’ ismi şerifiyle tecelli ediyor. 
İnsan su üzerinde saman çöpü değil. ‘İradenin Davası’ devam ediyor. 
Geleceğin Büyük Türkiyesi’nin hayaliyle…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder