Ülkemizin yoğun gündemiyle alakalı görüş beyan edecek gücü kendimde bulamıyorum. Savaş atmosferine söyleyecek çok fazla bir şeyim yok. Ben savaşa ve ölüme değil, yaşamaya, bizi hayata bağlayacak değerlere inanıyorum.
‘Koleksiyon’ meselesi, büyük sorunlardan kaçış için sıradan bir konu değil. ‘Koleksiyon’ tükenme ve tüketilmeye karşı hayata tutunmanın yöntemlerinden biri. Kendisine ayıracak vakti olanlar, üç-beş dakika ayırabilir bu yazıya.
Çatışmak isteyenlerin okuyacağı daha başka şeyler vardır şüphesiz…
1.Gençler uyanın: kitle kültürü sizi ölmeden mezara gömüyor
Şimdiki gençler sınav maratonundan nefes alıp, bir enstrüman çalmak ve sporla uğraşmak veya koleksiyon yapmak gibi yaşanılan etkinlikleri tatmaktan mahrum.
İnternet ve televizyon yaşanılan değil, seyredilen, insanı edilgenleştiren ilgiler.
Geleceği inşa etmekle sorumlu gençlerimizin medeniyet eksenli ilgileri olmalı. Kitle kültürü’nün insan iradesini yok sayan tavrına karşı yeniden beşeri ilgilerimizi keşfetmeliyiz.
Her insan ayrı bir alemdir. Her insanın ilgisi de saygındır. Bu ilgilerden oluşacak koleksiyonlarla medeniyetimizin yeniden inşa süreci derinlik kazanacaktır.