29 Ekim 2013 Salı

İyi Öcalan, kötü Kandil!

1.Abdullah Öcalan nasıl ‘iyi’ oldu?
Hakan Fidan’la ilgili ABD ve İsrail basınında çıkan haberlerin Abdullah Öcalan’ın siyasi bir aktör haline gelmesiyle ilgili olduğunu medyadan öğreniyoruz. Öcalan’ın Kandil ve İran’a karşı öne çıkarılması projesinin Fidan’a ait olduğu da satır aralarında söyleniyor.
Bu satırlardan çıkan sonuç Türkiye için Kandil, İran, ABD Basını ve İsrail ‘kötü’, Abdullah Öcalan iyi’ bir aktördür.
Ancak ‘İyi Abdullah Öcalan’ın içerdeki hamleleri bitmiyor. Güneydoğu için bir kurucu meclis gibi hareket eden Demokratik Toplum Kongresi’nin yerine artık Halkların Demokratik Kongresi ve bunun ardından Halkların Demokratik Partisi devreye giriyor. Demokratik Özerklik, artık bütün etnik unsurlar için model olarak önerilmektedir.
Ayrışma düşüncesi Batı illerine yayılacak
Kötü Kandil’in savaş çığlıklarına karşı ‘İyi Abdullah Öcalan’ın Türkiye’nin Batı bölgelerine göçmen Kürt ve diğer etnik unsurların Demokratik Özerklik’i yayma çalışmaları, Türkiye’nin kantonlaştılmasıdır, Lozan’ın Dayton’laştırılmasıdır. (Dayton Bosna’ya barış getiren özürlü anlaşma.)

23 Ekim 2013 Çarşamba

Yeni siyasetin yeni fenomeni Mansur Yavaş

Cüz’i iradenin yok sayılması gayretullah’a dokunur
İnsanın küçüklüğü, Yüce Allah’ın külli iradesi karşısında bir küçüklüktür. Yoksa insan yaratılmışların en şereflisidir, yani bir başka deyişle yaratılmışların en büyüğüdür. İnsanı büyük ve şerefli kılan sorumluluklarıdır. İnsan, seçilmiştir, halife’dirİmam Maverdi’nin ‘kalp içinde bir nur’ diye tarif ettiği aklın insana verilmesiyle insanın imtihanı başlamıştır. Nurettin Topçu’nun müthiş kitap ismiyle söylersek, insanın davası ‘İrade’nin Davası’dır.
Türkiye vesayet zihniyetinden NATO’nun iç operasyonlarıyla kurtuldu. Ama bu sefer siyaset kurumunda ‘Bürokratik Yönetim Geleneği’nin insan iradesini yok sayan kötü huylarını görmeye başladık.
Sosyolog Kadir Cangızbay, “insan özneleşebildiği için insandır” buyurur. Siyaset kurumu, ‘Bürokratik Yönetim Geleneği’nin zaaflarıyla ahlaklandıkça insanın iradesini yok saymaya başlıyor. İnsanın cüz’i iradesinin yok sayılması yani insanın nesneleştirilmesi, gayretullaha dokunur. Külli irade ile zıtlaşan egemenlerin sonu kaçınılmaz çöküştürİbni Haldun ‘Mukaddime’sinde bunu anlatır.
Gelecek seçimin sonuçları çalındı yoldaş!
Hiçbir seçim, yapılmadan kazanılmaz.” Ama siyaset kurumu vesayet gölgesindeyse seçimler yapılmadan da kazanılmaya başlanır.
Sovyetler Birliği dönemi seçimleri için bir fıkra anlatılır… Politbüro’da Yaşlı Yoldaş’ın morali bozuktur. Genç Yoldaş sorar “niçin moraliniz bu kadar bozuk?” Yaşlı Yoldaş, cevap verir: “Gelecek seçimin sonuçları çalındı.”

16 Ekim 2013 Çarşamba

Bir vatan kurtarma hikayesi ya da Nevzat Kösoğlu

1.Kösoğlu’nun girişimci tarafı
Nevzat Kösoğlu’nu bana ve arkadaş çevremize yakından tanıtan kişi ‘Çanakkale Mahşeri’ şaheseri yazarı Mehmed Niyazi Bey olmuştur. Onun sohbetleri içinde Nevzat Kösoğlu esaslı figürlerden biriydi. Tabii burada Osman Çakır’ın Kösoğlu ile yaptığı nehir söyleşi kitabı ‘Hatıralar yahut Bir Vatan Kurtarma Hikayesi’ni özellikle zikretmem gerekir. Eğer bu eser olmasaydı onu bu kadar yakından tanıyamazdık.
Kösoğlu’nu tanıyınca gördüğümüz en bariz özellik nedir?
Kösoğlu’nda realiteyi reddeden, gerçeği dışlayan, gaibe iman eden ve gaibi zorlayan bir ‘girişimci taraf’ vardır. Bu özellik, her şeyden şikayetçi bizim nesil için örnek bir durumdur.
Kösoğlu’nun kuruluşuna katkıda bulunduğu oluşumlara birlikte bir göz atalım.
2.Üniversiteliler Kültür Derneği ve Ocak Dergisi faaliyetleri
Nevzat Kösoğlu’nun içinde bulunduğu kuruluşların başında Üniversiteliler Kültür Derneği vardır. Üniversiteliler Kültür DerneğiNuri Gürgür, Nevzat Kösoğlu, Acar Okan, Şerafettin Yılmaz, Ayvaz Gökdemir, Mehmet Akdaş, İrfan Tunç, Rasih Demirci, Orhan ArslanOrhan Kavuncu, Süleyman Kürkçü, Şakir Gözübüyük, Mustafa Şerbetçioğlu, Celal Er, Cezmi Bayram ve Mehmet Kara tarafından kurulur. Galip Erdem ve Vecihi Öğütçüoğlu grubun ağabeyleri konumundadır.

8 Ekim 2013 Salı

Bir önceki Barış'a ne oldu?

1.YSKbir önceki seçim sınavında sınıfta kalmıştı

Dünya’da en çok kanun ve mevzuat Türkiye’de var… Anayasamız da bütün ülkelerin Anayasalarından uzun. Her konuda birbirinden farklı onlarca karar var. Güçlülerin gücüne göre yargıdan kararlar çıkabiliyor.
Çoktandır varlığını duymadığımız Yüksek Seçim Kurulu (YSK) nihayet seçimle ilgili ilk duyurusunu yaptı. Kararları tartışılamayan YSK bir önceki seçim sınavında sınıfta kalmıştı.
Bir önceki Barış, seçim sürecinde sürmüş, YSK ve diğer hukuk kurumlarının birbirinden yanlış kararları yüzünden PKK yeniden silahlı eylemlere başlamıştı.
Yanlış kararların en açık olanı Hatip Dicle’nin seçim listesine konulmasına izin verilmesi ve seçimde gerekli oyu aldığı halde milletvekilliğinin iptal edilmesiydi.
YSK bu yanlışla da yetinmedi, Hatip Dicle’nin yerine Ak Parti adayı Oya Eronat’ı seçilmiş saydı. Ak Parti büyük bir inatla bu tuzağı görmedi. Bedavadan bir milletvekili kazanımını meşru kabul edip, bu kazanımın üstüne yattı. O çok bahsedilen siyasi etik, Oya Eronat’ın mazbatayı almamasını gerektirirdi.
Apo bu durumu kabul etmeyi ‘siyasi fahişelik’ olarak nitelendirdi. “Gerekirse 500 bin kişi ölür, biz bu kararı kabul etmeyiz” dedi.

1 Ekim 2013 Salı

Türkiye'nin iç meselesi olarak Mısır

1.Batılılar Mısır’a “Türkiya” derdi 
Nasır23 Haziran 1952 tarihinde kansız bir darbeyle Kavalalı Hanedanı’ndan Kral Faruk’u devirir, yönetime el koyar. 
Tesadüf müdür yoksa şuurlu bir tercih midir bilinmez. Mısır’ın darbe tarihi Hareket Ordusu’nun İstanbul’a yürüdüğü 31 Mart Vak’ası ile aynı tarihi taşır.
23 Haziran miladi tarihe göre, 31 Mart şemsi takvime göre adlandırıldığı için bugün biz farklı tarih olarak anlıyoruz. Bu konuda Tarih ve Toplum’da müstakil bir yazı var.
Mısır’a “Türkiya” dedirten Memlüklü hakimiyeti üzerinde Alparslan Türkeş özellikle durmuştur. Mısır’daki Memlüklü hakimiyetini en iyi anlatan eserlerden biri Rıza Nur’un ‘Türk Tarihi’dir. Eseri Osmanlıca’dan yeni harflere Türkeş çevirtir. Çeviriyi Ötüken Neşriyat’ın kıdemli editörü Erol Kılınç yapar. Rıza Nur’un ‘Türk Tarihi’, 1970’li yılların ortalarında Kutluğ Yayınları tarafından neşredilir. Külliyat şimdi Toker Yayınları tarafından yayınlanıyor.
Kavalalı İsyanı’nın ardından belirlenen ‘hidivlik’ statüsüyle orta yol bulunur. İlişkiler düzelir.