25 Aralık 2013 Çarşamba

Paralel Devlet; Sabetaycılar ve Nakşiler

1.Yahudiler, Türkiye’yi terk ediyor?
Ak Parti iktidara geldiğinde Türkiye’de 24 bin Yahudi yaşıyordu… Bugün İsrail’e ve Batı ülkelerine yapılan göçlerle bu sayının 13 bine indiği zannediliyor. Tabii bu Yahudiler’in önemli bir kısmının TC vatandaşlığı hala devam ediyor. Rakam resmi olarak daha yukarıda görünüyor ama fiili durum 13 bin…
One munite”den Mavi Marmara Olayı’na kadar İsrail’in Başbakan Erdoğan’la çatışması, uluslararası Yahudi Lobisi’nin devreye girmesiyle giderek gerçek bir çatışmaya doğru gidiyor.
2001 Krizi’nde Pamukbank ve Yapı Kredi’ye uygulanan infazın bir benzeri, 17 Aralık Operasyonu’nda Halkbank’a uygulanıyor.
Başbakan Erdoğan, kendi iktidarı döneminde, ‘Kara Para’dan ‘İran Ambargosu’nu delmeye’ değişik ithamlarla karşı karşıya.
ABD Büyükelçisi Frances RiccardoneYahudi Lobisi’nin bir elemanı. RiccardoneTürkiye’de bir iç politika figürü olarak hareket ediyor. Riccardoneİstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimiyle doğrudan ilgileniyor.

17 Aralık 2013 Salı

Fişleme ile yargısız infaz arasında

1.Fişleme, kasetleme, paketleme…
Fişlemek, Devlet olmanın bir gereğidir… ‘Fişleme’nin olmadığı bir durumda, teröristle ‘sade vatandaş’, Devlet karşısında eşit durumdadır. Oysa terörist, insanların canına kasteden bir suçludur. ‘Fişleme’ yapıl-ma-ması bütün toplumu ‘zanlı’ durumuna düşürür. Bu durum, ‘sade vatandaş’ın temel insan haklarına hakarettir.
Ancak fişlemelerin, ip uçlarının derlenmesinden sonra, özellikle yargıya intikal sürecinde büyük hatalar yapılıyor.
Ergenekon Davası’ndan ‘Balyoz’a, ‘KCK Davası’na, milletvekili kaset servislerine ve bugünkü yaşananlara kadar hemen hepsinde bir usul hatası yapılıyor.
Medya paslaşmasıyla, gözaltına alınan kişiler, yargılama süreci başlamadan savunmasız ve çıplak bırakılmaktadır. Kişilerin en temel hakkı, ‘yargılanma sonuçlanana kadar, sanıklar masumdur’ ilkesi yok edilmektedir. Dün olduğu gibi bugün de bu yanlış uygulama devam ediyor.
Bürokratların, Mecelle’nin temel maddelerinden biri olan, ‘Haklı hakkını, haklı kalarak aramalıdır’ maddesini ihlal etmemesi gerekiyor.

10 Aralık 2013 Salı

Selahattin Demirtaş niçin tasfiye ediliyor?

1.İlk işaret Aysel Tuğluk’un Taha Akyol’a yazdığı mektup
PKK-BDP çizgisinde, Abdullah Öcalan’ın ‘HDP Açılımı’yla önemli gelişmeler yaşanacak. Bu gelişmelerin ilk ipuçlarını DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk’un Taha Akyol’a yazdığı mektuptan öğrenmiştik.
Tuğluk, ‘HDP Açılımı’ndan çok önce Kürt Siyasi Hareketi’nde bütün tasarımın tepeden tırnağa değişeceğini, bir çok eski ismin tasfiye edileceğini söylüyordu.
2.İstanbulsuz, medyasız Kürt Siyaseti, Somali Siyaseti’ne döner
BDP’nin tasfiye olacak eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Gültan KışanakÖcalan’ın tasfiye açıklamasından sonra inciler dökülmeye başladılar.
Demirtaş, “Kürtler için ayrılmak bir seçenektir, bağımsızlık bir seçenektir” dedi. Demirtaş, bir solukta Kürtler’in kendini geleceğini tayin hakkından, eyaletten, bağımsızlıktan söz etti.
Oysa ÖcalanNevruz Deklarasyonu’yla birlikte yaşama tercihini açıklamıştı.
Demirtaş’ın çıkışı, HDP Açılımı’yla kendisini ve ekibini tasfiye eden Öcalan’a bir tavır.
Öcalan, İstanbulsuz, sol seçkinsiz, medyasız-kamerasız Kürt Siyaseti’nin, Somali Siyaseti’ne döneceğini biliyor.

4 Aralık 2013 Çarşamba

Kaos'a karşı düzen: İslam Sanatı ve Estetiği Kongresi

1.İslam Sanatı ve Estetiği Kongresi’nin gerekçesi: Kaos
Diyanet İşleri Başkanlığı, geçtiğimiz hafta önemli bir kongreye imza attı: İslam Sanatı ve Estetiği Kongresi.
Cami mimarisindeki sorunlarımızdan, ezan, ikamet, dua, kıraat eğitiminden sinemada karşılaştığımız sorunlara kadar bütün olumsuzlukların temelinde İslam Sanatı’nı bilmeme ve ciddiye almama yaklaşımının sonuçları var.
İslam Sanatı’nı ve Estetiği’ni ciddiye almadıkça her gün karşımıza konuyla ilgili yepyeni sorunlar çıkıyor.
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez açılış konuşmasında, Bugün sanat alanındaki yerimiz başlı başına sorgulanmaya, köklü bir şekilde açıklanmaya muhtaç durumdadır” diyerek durumun vahametini işaret etti.
Evet doğru düşünce olmadan doğru eylem olmuyor.
2.Kaos’tan düzene pratiğin teorisi: Aşk Estetiği
Düşünür mimarımız Turgut Cansever, Müslümanın dünyayı güzelleştirme sorumluluğunun altını çizer. Cihat dünyayı güzelleştirme ve herkes için yaşanılır kılma savaşıdır. İslam Sanatı ise dünyayı herkes için yaşanılır kılmanın tezahür alanı.