27 Kasım 2012 Salı

Alevistan'a hazır mısınız?

Türkiye tek soruna odaklanmış. Hepimiz kendimize göre sorunun tanımını yapıyoruz. Benim ‘bölücülük sorunu’ olarak ifade ettiğim soruna, bir liberal, ‘insan hakları sorunu’ olarak yaklaşıyor. NATO, İsrail ve ABD’nin Soğuk Savaş’ın sona ermesinden sonra Büyük Kürdistan’ın kurulacağını deklare ettiklerini biliyoruz. NATO’cu Alparslan Türkeş’in ölümünden hemen önceki dönemde NATO karşıtlığına dönüşünden bunu görebiliyoruz. Durum ciddi! Eski ittifaklar dağılmış…
(Bu yazıyı Mustafa Küçük türküleri eşliğinde okuyabilirsiniz. Çünkü ben yazarken onun türkülerini dinliyorum ve sonuç alıyorum. Mustafa Küçük şimdi yazacağım ‘Doğu-İç Anadolu’nun adamı…)
1.Akıl tasnif edebilmektir
Tabii Büyük Kürdistan bir süreç işi. Aklımın bir köşesinde hep Büyük Kürdistan var. Belki bu bir paranoya… Kerbela yıldönümünde Hazreti Hüseyin’in şahadetiyle birlikte İmamı Azam’ın mahpusluğunu da düşünüyorum. Emevi zihniyetini tekrar hatırlıyorum. Sürekli çözümsüzlük üreten ‘Bürokratik Yönetim Geleneği’ ile Emevilik arasında bir bağ kuruyorum. İmamı Azam, büyük adam. “Akıl tasnif edebilmektir” buyuruyor, ferahlıyorum.
Sorunlarımızı kaosa düşmeden anlamaya yani tasnif etmeye çalışıyorum.

20 Kasım 2012 Salı

Koçgiri'den Dersim'e

Önce anahtar kelimelerimizi sıralayalım: Koçgiri Eyaleti, Alevistan Eyaleti, Türkmen Alevilik, Zazalık, Zaza Alevilik, Ermenilik vs.
Ötekileştirme artık bir sosyolojik terim olarak oturdu… Toplumu çatıştırmak isteyen güç odakları, her bir etnik ya da itikadi yapıdan bir bölünme gerekçesi çıkarmak istiyor. Bu ayrıştırma projelerine karşı, bizim tabii özellikleri yok saymadan bütüncül bir dil üretmemiz gerekiyor.
Rahmetli Kurthan Fişek’in deyişiyle ‘ve fakat’ bir durumla karşı karşıyayız. Bugün geldiğimiz noktada ne biz yeni bir bütüncül dil üretebiliyoruz, ne de karşımızdakiler bize derdini anlatabiliyor. Bu durum Türkiye Cumhuriyeti’ni Çağdaş Osmanlı Ekseni’nden uzaklaştırıp gittikçe Ortadoğulaştırıyor.  
1.Önce CHP Sivas Milletvekili Ziya Halis’i hatırlayalım
CHP Sivas Milletvekili Ziya Halis, Devlet Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yaptı. Ziya Halis, Alevi kökenli bir politikacı.  Halis CHP’den ayrılıp 13 Mart 2010 tarihinde Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) Genel Başkanlığı'na seçildi. Anayasa oylamasında CHP’nin zıddına ‘Evet’ oyu kullanan EDP, etkisiz bir sol parti olarak kaldı. Genel Başkan Ziya Halis 14 Mart 2011 tarihinde görevinden istifa etti.

13 Kasım 2012 Salı

Çözüm: Ali Osman Terkibi

Eğer Kızılelma Yayıncılık, ‘Sosyal Bilimler ve Üniversite’ kitabıyla ufkumuzu açmasaydı bu yazı zor yazılırdı. ‘Casus bilim adamı’ ve ‘Truva Projesi’ bu kitaba ait tanımlar… Aşağıdaki tezleri görünce, Behice Boran’dan Niyazi Berkes’e bizim sosyal bilimcilerin ve tarihçilerin yarım asırdır Batı üniversitelerinde niçin kollandığını daha iyi anlıyorum.
İktidarı çökertme planının aşaması olarak üç tezin şekillenmesi
1. Şerif Mardin ve Mahalle Baskısı Tezi
Şerif Mardin Türk sosyolojisinin önemli bir ismi. ‘Din ve İdeoloji’, ‘Jöntürkler’in Siyası Fikirleri’ önemli eserleri. Said Nursi ile alakalı önemli bir tetkike de imza atmış… Mardin’in muhafazakarların ruh dünyasına bilen bir isim. Hatta köken itibariyle bu dünyanın içinde bir isim… Ancak ailevi ilişkiler ve ‘zamanın ruhu’ 1970’lerde Mardin’i marksist olmayan solun içinde bir yerlere taşımış. Kemal DervişAhmet Yücekök ve Deniz Baykal’la Ecevit Solu’nun fikir laboratuarı ‘Özgür insan’ dergisinin içinde yer almış.
Mahalle baskısı kavramını Türkiye pratiğine Şerif Mardin uyarladı. Bu tez, ABD’nin Türkiye stratejisinin işaret taşlarından biri…
Mahalle baskısı kavramı oluşturulur oluşturulmaz projenin içeriği cahil siyasetçiler ve ajanlar eliyle adım adım inşa edilmeye başlandı. Daha önce değişimin aktörü olarak sunulan Ak Parti son iki yıldır içe kapanmanın ve dindarlaşmanın (yani Sünnileşmenin) temsilcisi olarak sorgulanıyor.

6 Kasım 2012 Salı

MHP Kurultay sonuçları: Karabudun isyanlarda!

1. Kurultayın adı: Karabudun İsyanı
Evet Koray Aydın zafer kazanamadı! Ama kendini ‘Parti’ zanneden klik, hatta klikler ittifakı net bir şekilde yenildi.
Bu bir kazan kaldırma! Bu sürecin adı, Karabudun İsyanı’dır.
Koray Aydın’ın aldığı sonuç, MHP gibi bir partide 3-5 il başkanının desteğiyle alınabilecek bir oy değildir.
Ülkücü taban-Karabudun, bayağılaşmadan ve el aleme davayı rezil etmeden demokratik tavrını belli etmiştir.
Ülkücü taban yani Karabudun, gidişata el koymuştur!
Ve Müşevveş Divan’dan konuyla ilgili bir dörtlük:
Reaya milletiyiz
Bize yüz vermeye gelmez
Yüz verince astar isterüz
Rey verince iktidar…”