29 Temmuz 2015 Çarşamba

Öcalan küresel sistemin emrinde

1.İlk isyanlarda başarısızlık sebebi: Liderlik Sorunu
Ünlü İngiliz istihbarat subayı Yüzbaşı John Godolphin BennettNezih Uzel’in sorduğu “Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu’da Kürt ve Ermeni devletlerinin kurulması fikrinden niye vazgeçildi?” sorusunu, “Çünkü birleşemediler, biz bunu anladık ki, bir lider, bir reis çıkmıyor” şeklinde cevaplar.
Kürt ve Ermeni ayrılıkçılarının ilk ittifakı Lübnan’da Bedirhanlar’ın öncülüğünde kurulan Hoybun Cemiyeti ile sağlanır. 1936 Ağrı İsyanıKürt-Ermeni İttifakı’nın ortak örgütü Hoybun Cemiyeti’nin organizasyonuyla gerçekleşir. Kürtler, Hoybun’la birlikte Papazyan’ın peşine takılmıştır.
1936 Ağrı İsyanı’nda Kürt-Ermeni İttifakı kurulmuş ama ‘liderlik kültü’ hala inşa edilememiştir.
Şeyh Said ve Seyid Rıza isyanları dahil bütün isyanlarda yerel faktörler ön plandadır. Bu süreçte ‘mezhep sorunu’ aşılamamıştır.
Şeyh Said ve Seyid Rıza’nın beraber isyan etme toplantısına Şeyh Said’inmezhep sorunu’ odaklı yaklaşımı damgasını vurur.

22 Temmuz 2015 Çarşamba

Ak Parti-CHP Koalisyonu olmazsa olmaz mı?

1.Erdoğan’a ‘İŞID İşbirlikçiliği’ suçlaması
28 Şubat’ta ‘Bürokratik Yönetim Geleneği’ işi gücü bırakıp Terörle Mücadele eden Özel Harekatçılar’ın elindeki ağır silahları toplamıştı.
Abdullah Çatlı katledilmiş, Özel Harekatçılar tasfiye edilmişti.
O sırada birileri Batıcı Şebeke’nin ardına takılıp ‘Derin Devlet’ geyikleri yapıyordu.
Bu telakkiye göre PKK’yı MİT kurdurmuştu!
Derin Devlet’le PKK danışıklı dövüş yapıyorlardı!
Masum ve Müslüman Kürt Halkı’nın temel insan hakları gasp ediliyordu! İnsan hakları verilirse Kürt Sorunu çözülürdü!
Tabii bunların hepsi yalan çıktı. Batıcı Şebeke’nin fena halde oyununa gelindi. Türkiye bölünmenin eşiğine bu geyiklerle geldi.
O zaman ıslık çalanlar için şimdi çember daralıyor.
İsmet Özel birkaç hafta önce uyardı: “Ankara’nın bombalanabilmesi için Recep Tayyip Erdoğan’dan bir Saddam üretilmesi gerekiyor!”
28 Şubat’ın kendilerine karşı yapıldığını zannedenler, İsmet Özel’in uyarısını dikkate alarak ‘Yeni 28 Şubat’ın asıl şimdi kendilerine karşı tezgahlandığını görmeli.
Sınav, yeni başlıyor.

15 Temmuz 2015 Çarşamba

'Demokratik Özerklik' kanser gibidir

1.Tanpınar, özerklik ve kanser
Tanpınar; kanseri ‘hücrenin vücuda istiklal ilan etmesi’ olarak tanımlar: “Kanser, bütünün içinde bir istiklal veya inkar iddiasıdır. Kanser hususi politikadır.”
Kanser tanımının başında bir başka tespit vardır: “Bir cemiyet için en büyük felaket bir zümrenin kendi kendini zaruri ve esas addetmesidir.”
Evet bugün eli kanlı eşkıya çetesi PKK, kendini zaruri ve esas addetmektedir.
İçerde PKK’nın silah bırakmasını istenirken Rojova-Kobani’de PKK-YPG’nin ağır silahlı bir orduya dönüştüğünü, başta ABD ve Avrupa Birliği olmak üzere giderek uluslararası meşru bir yapılanma haline geldiğini görüyoruz.
Demokratik Özerklik’, Türkiye’nin kanseridir.
2.Oyuna gelmiş iki siyasi parti: Ak Parti ve CHP
Türkiye’nin iki büyük siyasi partisi Ak Parti ve CHP son 13 yıldır bütün enerjisini birbirlerini çökertme üzerine kurdu.
Ak Parti ve CHP birbirleriyle boğuşmaktan Türkiye’nin en temel sorunu olan ‘Bölünme Sorunu’nu göremedi. Sorunu temel insan hakları mücadelesi olarak görüp dünyanın en büyük terör örgütünün büyümesini yorumlayamadılar.
Ak Parti-CHP yapay çatışmasının kumpas olduğunu taraflar 12 yıl sonra öğrendiler.

8 Temmuz 2015 Çarşamba

Devlet Bahçeli mi Öcalan mı Barış'tan yana?

1.Güneydoğu’da ‘düşman’ algısı

Anketçiler; Güneydoğu’da “Barış Süreci’nin düşmanı kim?” diye sormuşlar. Birinci düşman Ülkücüler, ikinci düşman Derin Devlet çıkmış.
Bu algı, Batı’da da pek farklı değil. Ülkücüler, MHP ve hususen Devlet Bahçeli bir çok kesim tarafından sert bulunuyor.
Aşağıda Devlet Bahçeli ve Abdullah Öcalan karşılaştırmasıyla bu algının doğru olup olmadığını sorgulamaya çalıştık.
2.Yıl 2007, TBMM’de tarihi tokalaşma
Yer, TBMM Genel Kurul Salonu… 2007 Genel Seçimleri’nde seçilen yeni milletvekillerinin yemin töreninin başlamasından önce tarihi bir görüntüye sahne olur. DTP’li Ahmet TürkMHP sıralarına yönelir. Ahmet Türk’ü, Sırrı SakıkOsman ÖzçelikAysel Tuğluk ve Hasip Kaplan takip eder.
Önce Ahmet Türk daha sonra diğer DTP’liler, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin elini sıkmak için gelirler. Bahçeli de yerinden kalkarak, DTP’lilerin jestine karşılık verir.
Bu tokalaşmadan sonra salondan alkış sesleri yükselir.
MHP’liler, DTP’den gelen jestin ardından kürsüye çıkarak yemin eden DTP milletvekillerini alkışlar.

1 Temmuz 2015 Çarşamba

Ak Parti-CHP 'NATO Koalisyonu' niçin faydalıdır?

1.Vatandaşın derdiyle Türkiye’nin derdi farklı
Vatandaşın temel derdi çorbasını kaynatmak. Ama Türkiye’nin temel sorunu bölünüp bölünmemek meselesi.
Doğu ve Güneydoğu seçim sonuçları hepimize bir şeyler söylüyor… Terör örgütü PKK’dan dindar vatandaş’a uzanan bir dizilim, siyasi tercihini HDP olarak belirliyor.
Üstelik HDP’nin oyu sadece Doğu’da artmamış. İstanbul’da Üstseçkinler’in yaşadığı BebekNişantaşı ve Etiler’de HDP birinci parti. Üstseçkinler’in HDP tercihinin ‘Erdoğan nefreti’nden kaynaklandığını biliyoruz.
Doğu’da başta seçim güvenliği olmak üzere Devlet otoritesinin tartışılır hale geldiğini hükümet yetkilileri söylüyor. Adım adım bölünmeye gidildiği görünmeyecek gibi değil.
Sınır ötesinde de durum parlak görünmüyor. Kuzey Suriye-Rojava-Kobani adım adım bağımsızlaşıyor. PKK, tarihinde ilk defa bağımsız bir toprak parçasına kavuşuyor.
2.Ak Parti-MHP Koalisyonu zor görünüyor
Ankara’da yaşayınca insan ister istemez koalisyon görüşmelerine tanık oluyor. Geçtiğimiz hafta masum bir Ramazan ziyareti için gittiğim dost muhitinde hükümetten bir bakana rastladım.
Tabii konuşulacakları tahmin ettiğim için ziyaretimi kısa tutup mekandan ayrıldım.
Benim doğal çevremin istediği iktidar seçeneği Ak Parti-MHP Koalisyonu.