26 Ocak 2016 Salı

Mustafa Koç'un tasfiyesi ile Aselsan cinayetleri benzerliği ilginç

1.Bir katliam bilimi olarak Tıp
Mustafa Koç ağır sağlık sorunları yaşıyordu… Kilolu bir insandı.
Ağır sağlık sorunlarına rağmen Mustafa Koç’a tıbben yapıl-ma-ması gereken ne varsa ‘doktorlar eliyle’ yaptırılmış olması ilginç bir tasfiye şekli. 
Mustafa Koç’un vefatı üzerine Ankara’da değişik üniversitelerden belirli alanlarda uzman 14 tıp profesörü bir araya geldi. 4 saatlik toplantı ardından bilim adamlarından öğrendiğimiz şey, mide küçültme yöntemiyle 40 kilo verme çılgınlığından başlayarak, ağır hastalık şartlarında koşu bandına spor yaptırılmasına, koşu bandında (EKG) kalp grafisini gösteren sistemlerin bulunmamasına, kalp krizi geçiren ağır hastanın Beykoz Devlet Hastanesi’nden Amerikan Hastanesi’ne helikopterle nakline kadar Mustafa Koç’a uygulanan hemen her şeyin tıp bilimiyle çeliştiği yönünde oldu.
Koç Ailesi’nin sahibi olduğu Amerikan Hastanesi’ni tepeden tırnağa gözden geçirmesi gerekiyor. Bu kadar ‘cehalet’ ancak bilimle olur.
Mustafa Koç’un Amerika ile imtihanı sadece son dönem ameliyatı ile sınırlı değil. 2002 yılı Mayıs ayında ABD’de yine bir ameliyat geçirmiştir. Bu ameliyatın da ayrıca incelenmesi gerekiyor.
Küresel Sistem benzer bir oyunu Ankara’nın içinde Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı ambulansın içinde hastane hastane dolaştırarak da oynamıştı.
2.Koç Holding ve Milli Burjuvazi
Koç HoldingTürkiye’nin en büyük sanayi grubu… Holding’in işyerlerinde 100 bine yakın çalışan var. Ürettiği ürünler, bayilik sistemiyle ülkemizin her yanında satışta veya hizmette.
Koç Holdingİttihat ve Terakki ile başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından geliştirilen ‘Milli Burjuvazi’ oluşturma felsefesinin bir sonucu olarak büyüyen bir kuruluş.
Siyaset, mesleksiz adamların patron olması için basamak olmamalı. İşadamlarının siyasetle doğrudan ilgilenmesi olumlu bir faaliyettir. Ahmet Ferit Tek’in kurduğu ilk millici partimiz Milli Meşrutiyet Fırkası’nın kurucuları Yerli İstihsal (Üretim) Cemiyeti üyeleriydi. Siyasette rahmetli Gün Sazak gibi sorumluk sahibi işadamlarına her zaman ihtiyacımız var.
Milli Burjuvazi’ oluşturma gerekçesiyle önü açılan bir kısım Tekelci Sermaye çevreleri yabancılarla bütünleşerek Türkiye Cumhuriyeti’nin iktisadi bağımsızlık ideallerine sırtını dönmüştür. ‘Yeşil Sermaye’ olarak nitelenen dindar sermayenin teşekkülünde yeni bir ‘Milli Burjuvazi’ oluşturma çabası vardır.
Koç Ailesi’nin siyasetle ilgisi ayrıca incelenmeli… 28 Şubat Dönemi’nde görev yapan bir bakanla söyleşirken TBMM’de her dönem Koç Holding bayilerinin en az bir grup oluşturacak sayısının bulunduğunu söylemişti. Koç Holding’in genel olumlu sanayi faaliyetleri dışında Doğum Kontrolü kampanyalarından Deniz Temiz Derneği’ne onlarca sosyal faaliyetine karşıyım. Bunları şimdilik bir kenara bırakıyoruz.
3.Üçüncü kuşak ve sanat tarihi
İş dünyası uzmanı Alfred Marshall, “Bir işletmeyi dede kurar, baba büyütür, oğul tutar, torun sanat tarihi okur” der.
Torun sanat tarihi okur yani iş hayatına ilgisiz kalır ve şirketi batırır.
ABD’de yapılan bir araştırmaya göre aile işletmelerinin ancak yüzde 18'i üçüncü kuşak olan torunlara ulaşabiliyor. Türkiye’de bu konuda durum nedir bilmiyorum. Ama ‘devamlılık fikri’ olmayınca bizde de olumlu bir sonuç beklemek lazım.
Koç Ailesi’nin üçüncü kuşağı iş dünyası ile sanat tarihini dengeli götürme başarısını gösterebilmiş. Ömer Koç’un sanat tarihi ve koleksiyon eğilimi biliniyor. Mustafa Koç’un fotoğrafa ilgisi vardı. Ali Koç ve Ömer Koç’un kitaba ilgisi biliniyor.
Yıllar önce Ömer Seyfettin’in kızı Güner Elgin’le konuşurken Ali Koç’un kendisini ziyaret ettiğini duyunca şaşırmıştım. Tabii bu olumlu ilginin varlığı belirtmemiz, Koç Ailesi’nin devraldığı Yapı Kredi Yayınları’nın gayrı milli bir kültür politikası izlediğini söylememize engel değil. Yapı Kredi Yayınları’nı, Hava Kuvvetleri Eski Komutanı Muhsin Batur’un oğlu Enis Batur kurmuştu. Bir kısım Batıcı İslamcının kuzu sarması olduğu Enis BaturTürk Milleti’ne karşı Fransızdır. Benim bu tür ittifaklara tahammülüm yok.
4.‘Bürokratik Yönetim Geleneği’nden ‘Milli Demokratik Devlet’e geçişin işareti: Milli tank Altay ve yerli otomobil projesi
Milli Görüş lideri Necmettin Erbakan dünyanın en gelişmiş tanklarından biri olan Alman yapımı ‘Leopar’ tanklarının başmühendisiydi. Aynı Erbakan’ın milli otomobil deneyimiz ‘Devrim’ otomobilinde, ‘Gümüş Motor’ projelerinde imzasının olması tesadüf değildir.
AltayTürkiye Cumhuriyeti’nin geliştirdiği ana muharebe tankıdır… ‘Altay’ adının kökeni, Orta Asya’da bulunan sıradağlardır. Milli tank projemize ‘Altay’ isminin verilmesi isabetli bir karar olmuş. Milli Tank Üretim Projesi (MİTÜP) çerçevesinde proje ana yüklenicisi olarak Otokar Otomotiv ve Savunma Sanayi A.Ş. belirlenmiştir. OtokarKoç Holding’e ait bir kuruluş.
Koç Holding ve Mustafa Koç, milli tank ‘Altay’a benzer bir şekilde yerli otomobil projemizi de sahiplenmiştir.
Mustafa Koç, 2013 yılında “Yerli otomobil ticari intihar olur” demesine ve Koç Holding’in kurucu ortağı Nahum Ailesi’nin temsilcisi Jan Nahum’un uyarılarına rağmen yerli otomobil projemizi sahiplenmişti. Fiat ve Tofaş birikiminden yaralanmakla birlikte yerli otomobil’in ‘yepyeni bir platform olacağını’ müjdelemişti.
Milli Tank ‘Altay’ projesi kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan vefatından bir gün önce Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda Mustafa Koç ve Ali Koç ile görüşmüştür.
Erdoğan, görüşmede Koç Grubu’nun savunma sanayine yönelik yatırımlarının konuşulduğunu söylüyor.
Necmettin Erbakan’ın ve Vehbi Koç’un hayalleri Milli Tank ‘Altay’ ve yerli otomobil projeleri ile hayat bulmalıdır. Yüce Allah, milli projelerimizi tamamına erdirsin.
5.Koç Ailesi’nde dini hayat
Dede Vehbi Koç kardeşleri ve eşiyle hac’ca gitmişti. Oğlu Rahmi Koç, 1974 yılında hac’ca, bilahare de umreye gitti. Küçük oğul Ali Koç da ailenin umreye giden son ferdidir.
Murat BardakçıKoç Ailesi’nin Hacı Bayram Veli ile bağlantısını yazdı. Şecere meraklıları o yazıyı okumalı. Türk Milleti’nin her ferdi gibi Koç Ailesi’nin fertleri de cedlerine layık evlatlar olmalı. Daha önce yazdık, ‘Fikirsiz burjuvazi ötekileşiyor’… İş dünyası, ciroların artırılmasıyla değil, yerli markalar tasarlayarak, kendi kimliğinde farkındalık oluşturarak kalıcı olabilir.
Çok yakın bir dostum Gürcistan’da dağıtmak için Namaz Kitabı bastırmıştı. Laf arasında baskı masraflarını Mustafa Koç’un karşıladığını söylemişti. Mustafa Koç, bu yardımının kimse tarafından bilinmemesini istemişti. Ancak internet atmosferinde dolanan dedikoduların tasfiyesi için bu tür gerçeklerin açıklanması gerekiyor.
Mustafa Koç’un tabutunun üzerine babaannesi Sadberk Hanım’ın adına kurulan Sadberk Hanım Müzesi’nde muhafaza edilen aileye ait Osmanlı sancağı örtüldü.
Kırmızı renkli sancağın üzerinde ‘Hak ve gerçek olan kainatın sahibi Allah’tan başka ilah yoktur. Güvenilir ve sözünde sadık Muhammed onun elçisidir’ yazıyordu.
Seğmenler’in başında nöbet tutması bir Ankaralı olarak beni ayrıca mutlu etti.
6.Hatime: ‘Sistem’in İntikamı’ devam ediyor
Biz ve onlar’ oyununu bir kenara bırakıp, yetişmiş insanlarımızın can güvenliğini sağlamak zorundayız. Ülkemizde ‘milli devlet aklı’ ve Milli Burjuvazi oluşturacaksak bu işleri sorgulamamız gerekiyor.
Aselsan mühendislerinin katledilmeleriyle başlayan zincir Mustafa Koç’un doktorları vasıtasıyla tasfiyesiyle devam ediyor. Nedense katledilme gerekçeleri hep Milli Savunma gerekçelerine çıkıyor.

Koç Ailesi’nin yeni yöneticisi Ali Koç’u bundan sonra daha ciddi sorumluluklar bekliyor. Yapacağı ilk iş, Yapı Kredi Yayınları’nı kapatmak olmalı. Çünkü Yapı Kredi Yayınları ve İş Bankası Kültür Yayınları Batıcı tek taraflı kültür aktarımıyla Milli Kültür’e karşı suç işliyor.

Ali Koç’un ‘Fenerbahçe muhabbeti’ne bile ayıracağı vakti yok.

Türkiye Cumhuriyeti ve Koç Holding’in Altay tankı ve yerli otomobil gibi ciddi kararlara ihtiyacı var.

Sistem’in İntikamı’ Alparslan Türkeş’in yardımcılarından emekli asker Ferruh Sezgin’in bir kitabının ismi. Sadece kitap isimleri bile bazen çok şey söyler.

Sistem’in İntikamı’nı görüp yılmak yok, büyük usta Bahaettin Karakoç’un kitap ismiyle ‘Ay Şafağı Çok Çiçek’ diye iman ediyoruz.

Yazar Ebubekir Kurban kitabına ‘Türkiye Sevgisi İmandandır’ ismini koymuş. Çok sevimli bir kitap adı olmuş.

Mustafa Koç, ‘Türkiye Sevgisi’ olan bir insandı. Vatanımıza hizmet eden herkese teşekkür borçluyuz. Mustafa Koç’a Yüce Allah’tan rahmet diliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder