2 Eylül 2015 Çarşamba

Rüya'da İsmet Özel'i görmek!

1.Rüyalarımı aslında hatırlamam
Rüyalarımı aslında pek hatırlamam… Binde bir rüyalarımı hatırlayabiliyorum.
Son gördüğüm iki rüyayı net hatırlıyorum.
Rüyalarımın biri İsmet Özel’le diğeri Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ile alakalı. 
2.Gençosmanoğlu ile alakalı rüya
Aslında rüyada doğrudan Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nu görmedim.
Gençosmanoğlu’nun kitaplarını görüyorum.
Çok güzel baskıları yapılmış kitapların. Kutulu asıl kitapların içinden, stiger renklerinde sarı, erguvani ve yeşil küçük kitapçıklar çıkıyor arkasından.
Gençosmanoğlu’nun kitaplarına böyle bir baskı yapılmasına şaşırıyorum.
Yeni bir vakıf üniversitesi kurulduğunu Gençosmanoğlu’nun kitaplarının bu üniversitenin kuruluşuna katkı için prestij baskılarının yapıldığını rüyada öğreniyorum.
Yüce Allah hayırlara tebdil etsin. (Amin)
Gerçekten bir üniversite kuruluşu var mı, kitapların prestij baskıları yapılacak mı bilmiyorum.
Gençosmanoğlu’nun kitaplarını Türk Edebiyatı Vakfı yayınlıyor. Vakfın başkanlığını yapan Servet Kabaklı geçtiğimiz hafta vefat etti. Hak Teala rahmet eylesin.
Osman Yüksel Serdengeçti ve Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu gibi anıt şahsiyetlerin kitaplarının yayını önemli.
Necip Fazıl’ın, Gençosmanoğlu’nun, Dilaver Cebeci’nin, İsmet Özel’in, Attila İlhan’ın ve Erdem Beyazıt’ın kendi seslerinden şiir albümleri daha önce yayınlanmıştı. Bu albümlerin tekrar yayını düşünülmeli.
Attila İlhan’ın şiir albümlerini Selçuklu Müzik sahibi Muhammet Alperen çıkarmıştı. Albümlerin kaydı sırasında Attila İlhan’ın şaşkınlığını hatırlıyorum. Ülkücü AlperenAttila İlhan’ın albümünü yapıyor, Arslan Bulut ve ben birbirimizden habersiz İlhan’la görüşüyoruz. Attila İlhan son konuşmasını Bursa Türk Ocağı’nda yapıp rahmet-i Rahman’a kavuşuyor.
Lütfi ŞahsuvaroğluŞükrü Karaca Anma Gecesi’nde Arif Nihat Asya’nın şiir kaydının da yapıldığını söylemişti. Bu kayıtlar nerede acaba?
Şükrü Karaca’nın sesinden ‘Anestü Nara’yı dinlesek ne güzel olurdu.
Birileri bu işleri takip etmeli.

3.Gençosmanoğlu’nu nasıl tanıdım?
Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu’nu Türkiye gazetesinde çalışırken tanıdım. Tabii şiirlerini daha önceden biliyordum. Ben gazetenin önce fotoğraf sonra bilgi arşivinde çalıştım. Sonra TGRT süreci başladı. Bu dönemde GençosmanoğluKültür ve Sanat Servisi’nin başındaydı. Murat Başaran yanındaydı. Daha sonra serviste Beşir Ayvazoğlu, Mehmet Nuri Yardım, Özcan Ünlü, Ekrem Kaftan, Mehmet Göze ve Sefa Koyuncu görev aldı.
Yazı İşleri’nde Kültür ve Sanat Servisi’nin bulunduğu bölümde Gençosmanoğlu’nun sohbetlerini sıkça dinledim. Aklımda kalan sözlerinden biri genç edebiyatçıların yetişmesiyle ilgiliydi.
Şöyle diyordu Gençosmanoğlu: “Genç kalemlerin yazı faaliyetleri usta kalemlerle birlikte neşredilmeli. Genç kalem kendi eserinin ustalarla yan yana neşrini gördükçe, mukayese edecek, kendini geliştirecektir. Genç kalemlerin yazısını yayınlamadan metin üzerinde yol göstermenin çok fazla bir faydası yoktur.”
Bu görüş ileri bir görüş…
Gençosmanoğlu’nun bazı şiirleri bestelenmiştir… Fatih Kısaparmak‘ın seslendirdiği ‘Er Meydanı’ şiirini, Esat Kabaklı bestelemiştir. Ayrıca marş tarzı şiirleri de var.
Er Meydanı’ şiirinden bir dörtlük:
Geldiği gün kutlu çağrı
Bas, titresin yerin bağrı.
Doğu'dan batıya doğru
Bir yay gibi ger meydanı

Doğu Türkistan ve Türk Edebiyatı dergilerini de yöneten Gençosmanoğlu’nun bir çok edebiyat gönüllüsünün yetişmesine katkı sağladığını gördük. Mekanı cennet olsun. 
4.İsmet Özel’e ilgili rüya

Aslında rüyada İsmet Özel’in kendisi yok, konu İsmet Özel
Beyazıt’ta filan olmalıyız… Süleyman Doğan telaşlı bir şekilde “İsmet Özel’e gitmemiz lazım” diyor. Ben akpil parasını düşünüyorum. Gidiş dönüş. Aktarmalar bana hep kelek atmıştır. Konu İsmet Özel olunca yine de itiraz etmiyorum. Mehmet Nuri Yardım ve Mehmet Uyar da yanımıza geliyor.
İsmet Özel’e niçin gitmemiz lazım olduğunu bizim epey arkamızdan gelen uzun boylu, kısa saçlı, Zayıf Abla’dan öğreniyoruz. Zayıf Abla çok telaşlı, “İsmet Özel’e acilen 500 lira lazım” diye feryat ediyor. Yanında Mustafa Miyasoğlu var. Miyasoğlu sessiz bir şekilde yanındaki ablaya ve uzaktan bize yoldaşlık ediyor.
Bir yokuşa geliyoruz. Yokuşta üç tane kolye zinciri gibi gri zincir görüyoruz. Ben birini alıp elimde çeviriyorum. Zincir elimden düşüyor. Tekrar alıyorum. Miyasoğlu ve yanındaki Zayıf Abla bizi takip ediyor. Zayıf Abla yine telaşlı.
İsmet Özel’in İstanbul Valiliği karşısında bulunan TİYO yayınlarına gitmek istiyoruz. TİYO’nun ve Beyan’ın olduğu binanın üst kat hizasına kadar yükselen geçici bir yaya köprüsü kurulmuş. Güya Üçüncü Köprü’nün ayağı imiş bu köprü.
Köprüde abartılı bir yoğunluk var. Karşı taraftan gelenler arasında Ahmet Tezcan’ı görüyorum.
Köprü üzerindeki bir dönemeçten zor iniyoruz… Hendek kadar olmasa da zor bir kıvrım var. Kıvrımın olduğu yerde bilek kalınlığında siyah elektrik kabloları geçiyor. Galiba kablo sayısı da üç… Elektrik kablolarından acayip bir gerilim sesi işitiyoruz.
Rüyanın finali yok. Ya da ben bu kadarını hatırlıyorum. 
5.İsmet Özel üzerine yazmak 
İsmet Özel hakkında yazmak istediğim değerlerden biri…
Biyografi Analiz’in 2003 beşinci sayısında ‘Aydın Sınıfın Anatomisi’ başlığı ile İsmet Özel, Yalçın Küçük ve Orhan Türkdoğan’ı incelemiştik.
İsmet Özel yazımızın başlığı ‘İsmet Özel’in Türklük Deklarasyonu’ idi.
O zamandan bu zamana İsmet Özel’le ilgili yazacak şeyler birikti. İç politik saçmalıklardan fırsat bulup ciddi bir İsmet Özel yazısı yazmalı artık.
Belki de yukarıdaki rüya bu yazının vaktinin geldiğini söylüyor bana. 
6.Hatime: Türkler’i şiir kurtaracak!

İhsan Fazlıoğlu
’nun Anlayış’ta yazdığı ‘Şiir, Türkleri kurtarabilir mi?’ yazısına tekrar okuyorum.
Şöyle diyor Fazlıoğlu: “Şiir yalnızca söylemez, ifade etmez, dile getirmez; ama aynı zamanda resmeder, heykel yapar ve şarkı söyler; o hem mimaridir, hem resim hem de musiki... Sinan ile İtri, Yunus ile Fuzuli'nin açtığı varlık çanağında hayat bulur. Türkler Varlık'a, 'var-olan'a ve 'bu-arada-olan'a şairane bakarlar; şairane duruş ayıklıktır çünkü. Ve şiir insana evrendeki yeri konusunda takdir edilemez bir şuur verir.”
Şiirin Türkler’i kurtaracağına bir kez daha inanıyorum.
Evet şiir insana evrendeki yeri konusunda takdir edilemez bir şuur verir. Ve Türkler hayata şairane bakarlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder