22 Temmuz 2015 Çarşamba

Ak Parti-CHP Koalisyonu olmazsa olmaz mı?

1.Erdoğan’a ‘İŞID İşbirlikçiliği’ suçlaması
28 Şubat’ta ‘Bürokratik Yönetim Geleneği’ işi gücü bırakıp Terörle Mücadele eden Özel Harekatçılar’ın elindeki ağır silahları toplamıştı.
Abdullah Çatlı katledilmiş, Özel Harekatçılar tasfiye edilmişti.
O sırada birileri Batıcı Şebeke’nin ardına takılıp ‘Derin Devlet’ geyikleri yapıyordu.
Bu telakkiye göre PKK’yı MİT kurdurmuştu!
Derin Devlet’le PKK danışıklı dövüş yapıyorlardı!
Masum ve Müslüman Kürt Halkı’nın temel insan hakları gasp ediliyordu! İnsan hakları verilirse Kürt Sorunu çözülürdü!
Tabii bunların hepsi yalan çıktı. Batıcı Şebeke’nin fena halde oyununa gelindi. Türkiye bölünmenin eşiğine bu geyiklerle geldi.
O zaman ıslık çalanlar için şimdi çember daralıyor.
İsmet Özel birkaç hafta önce uyardı: “Ankara’nın bombalanabilmesi için Recep Tayyip Erdoğan’dan bir Saddam üretilmesi gerekiyor!”
28 Şubat’ın kendilerine karşı yapıldığını zannedenler, İsmet Özel’in uyarısını dikkate alarak ‘Yeni 28 Şubat’ın asıl şimdi kendilerine karşı tezgahlandığını görmeli.
Sınav, yeni başlıyor.
Suruç’taki patlama ‘Erdoğan’dan bir Saddam üretilmesi’ tezgahının geliştirildiğini gösteriyor.
Erdoğan,‘İŞID İşbirlikçiliği’ suçlamasını kırmak için öncelikle CHP ile koalisyonu denemek durumunda.
2.‘Baş düşman’ algısının vardığı nokta
17/25 Aralık 2014’e kadar Ak Parti’ye göre CHPErgenekon Terör Örgütü (ETÖ) yapılanmasının sivil uzanımıydı.
CHP’ye göre Ak Parti’nin asıl amacı Şeriat Devleti’ne geçmekti.
17/25 Aralık 2014’te Paralel YapıAk Parti’ye darbe yaptı. Bu tarihten sonra Ak Parti ‘kumpas’a geldiğini, asıl düşmanın CHP-Ergenekon Cephesi değil Paralel Yapı olduğunu söylemeye başladı. 
CHP ve Ergenekon Cephesi de kendi içinde farklı yönelimlere savruluyor. Artık Perinçek başta olmak üzere bazı isimler, temel sorunun Erdoğan ve Ak Parti olmadığını, asıl düşmanın Paralel Yapı ve hususen Fethullah Gülen olduğunu söylüyor.
Perinçek politikasını Stalin üzerinden meşrulaştırıyor, ‘Stalin ABD ile ittifak yapmasaydı, Hitler’i durduramazdı.’
CHP’nin Ak Parti ve Erdoğan’ı ‘baş düşman’ olarak nitelemesi de Türkiye’nin koalisyon zorunluluğuyla tasfiye ediliyor.
Türkiye belki de çatışma kutuplarının isteme-me-sine rağmen normalleşecek.
3.Siyasi krizi liderler çözemezse NATO çözer!
Mehmet Altan, ilginç bir yazar… Bazılarının içinde yaşarken çözemediği siyasi çatışma denklemini o sıradan bir tespit gibi söyleyiverir. Altan sık sık tekrarlar “Türkiye bir NATO ülkesidir.”
Yani Türkiye’deki çatışma kutupları bile NATO tarafından belirlenmiştir.
Ak Parti x Ergenekon Savaşı olarak yaşadığımız süreç de bir NATO tasarımıydı.
Türkiye en az 10 yılını bu yapay çatışmaya harcadı. Çok partili koalisyon hükümeti dönemine zorunlu olarak giriyoruz.
İşin akıbetini yine Altan’dan dinleyelim: “Türkiye bir NATO ülkesidir ve siyaset dünyayı algılayamadığı vakit, uluslararası sistem askeriyeyi kullanmıştır.”
İsmet Özel’in uyarısını dikkate alalım…
Uluslararası sistem askeriyeyi kullanmıştır’ demek ‘yine kullanabilir’ demektir.
Güneydoğu’daki birçok polis ve asker lojmanında HDP’nin birinci parti çıkmış olması ‘uluslararası sistem’in içimize ne kadar sızdığını gösteriyor.
RTÜK Başkanı Davut Dursun’dan Ak Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik’e iliştirilmiş tipler Erdoğan’a içerden vurmaya başlamış bile.
Erdoğan’ın öncelikle iliştirilmiş tipler, kriptolar, gizli düşman, sahte danışman ve köşe yazarı kılıklı ajanlardan kurtulması lazım!
4.Hatime: MHP Türkiye’yi hükümetsiz’ bırakmayacaktır
Türkiye’nin insan birikimi ‘din x laiklik’ çatışmasını belirli bir seviyede çözmüş durumda. Vatandaşın bulduğu aklıselim yolunu Ak Parti ve CHP yöneticilerinin de yakalaması gerekiyor.
Tanpınar, “vatanımızdan başka neyimiz var” der.
Şimdi vatanımız bölünme tehlikesiyle karşı karşıya.
Türkiye’nin iki büyük siyasi partisi Ak Parti ve CHPTürkiye’nin zorunlu gündemini aşmak için bir araya gelmek durumunda.
Ak Parti-CHP Koalisyonu gerçekleşmezse MHP’nin ‘Türkiye’yi hükümetsiz’ bırakmayacağını biliyoruz.
Devlet Bahçeli bütün Batıcı suçlamalara rağmen, önceliğinin ülkemizin birlik ve beraberliği olduğunu göstermeye devam edecektir.
TBMM Başkanlığı seçiminde HDP ve CHP ile yan yana gelmeyen Bahçeli, görmek isteyenlere çok şey söylüyor aslında.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder