23 Ekim 2013 Çarşamba

Yeni siyasetin yeni fenomeni Mansur Yavaş

Cüz’i iradenin yok sayılması gayretullah’a dokunur
İnsanın küçüklüğü, Yüce Allah’ın külli iradesi karşısında bir küçüklüktür. Yoksa insan yaratılmışların en şereflisidir, yani bir başka deyişle yaratılmışların en büyüğüdür. İnsanı büyük ve şerefli kılan sorumluluklarıdır. İnsan, seçilmiştir, halife’dirİmam Maverdi’nin ‘kalp içinde bir nur’ diye tarif ettiği aklın insana verilmesiyle insanın imtihanı başlamıştır. Nurettin Topçu’nun müthiş kitap ismiyle söylersek, insanın davası ‘İrade’nin Davası’dır.
Türkiye vesayet zihniyetinden NATO’nun iç operasyonlarıyla kurtuldu. Ama bu sefer siyaset kurumunda ‘Bürokratik Yönetim Geleneği’nin insan iradesini yok sayan kötü huylarını görmeye başladık.
Sosyolog Kadir Cangızbay, “insan özneleşebildiği için insandır” buyurur. Siyaset kurumu, ‘Bürokratik Yönetim Geleneği’nin zaaflarıyla ahlaklandıkça insanın iradesini yok saymaya başlıyor. İnsanın cüz’i iradesinin yok sayılması yani insanın nesneleştirilmesi, gayretullaha dokunur. Külli irade ile zıtlaşan egemenlerin sonu kaçınılmaz çöküştürİbni Haldun ‘Mukaddime’sinde bunu anlatır.
Gelecek seçimin sonuçları çalındı yoldaş!
Hiçbir seçim, yapılmadan kazanılmaz.” Ama siyaset kurumu vesayet gölgesindeyse seçimler yapılmadan da kazanılmaya başlanır.
Sovyetler Birliği dönemi seçimleri için bir fıkra anlatılır… Politbüro’da Yaşlı Yoldaş’ın morali bozuktur. Genç Yoldaş sorar “niçin moraliniz bu kadar bozuk?” Yaşlı Yoldaş, cevap verir: “Gelecek seçimin sonuçları çalındı.”
SSCB’de seçim sonuçları önceden ayarlandığı için seçim sonucunun çalınması esprisi ortaya çıkmıştır.
Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu
Türkiye’de siyaset kurumu yeni liderler üretemiyor… Siyaset mevcut yapısıyla milli iradeyi gölgeliyor.
Numan Kurtulmuş ve Süleyman Soylu gibi iki eski parti liderinin Ak Parti’ye katılımdan sonra kamuoyu araştırmalarındaki grafikleri düşüşe geçiyor. Yeni partiye katılan potansiyel liderler, liderlik özelliklerini gösteremezse kamuoyunda teveccüh azalması görülüyor.
2.Dışlanan siyasetin fenomeni Mansur Yavaş
Kamuoyu araştırmaları ilginç sonuçlar ortaya çıkarıyor… İstanbul’da Büyükşehir Belediye Başkanlığı için Kadir Topbaş ile Mustafa Sarıgül’ün yarışacağı artık kesinleşiyor. Ama Ankara seçimi daha ilginç bir noktaya gidiyor.
Yeni siyasetin fenomenlerinden biri Beypazarı Eski Belediye Başkanı Mansur Yavaş… Yavaş, 2009 Yerel seçimlerinde MHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu ve seçilemedi.
Mansur YavaşMHP tarafından bu seçimde aday gösterilmedi. Ak Parti’nin Mansur Yavaş’ı aday göstermeyeceği de kesin gibi. Yavaş, “CHP’den kesinlikle aday olmayacağım” diyor. 
Eski partisi MHP ve Ak Parti tarafından dışlanan Mansur Yavaş, bu dışlanmadan sonra oyunu nerdeyse iki katına çıkarmış durumda. Şimdilik oy oranı % 40 civarında.
Bu oy oranı Türk Milleti’nin yeni bir fenomeni işaretidir. Ortada bir kitle partisi imkanları olmadan ortaya çıkan bu oy oranı ‘maşeri vicdan’ın dile gelmesidir.
2009 seçiminde üçüncü olmasına rağmen bugün Mansur Yavaş’a halkın teveccüh göstermesinin sebebi nedir?
Bu sorunun cevabı MHP ve Ak Parti tarafından yok sayılan Mansur Yavaş’ın mağduriyetinde yatıyor. Siyaset kurumu ‘Bürokratik Yönetim Geleneği’nin yanlışlarını üzerine aldıkça insanın iradesini yok saymaya başlıyor. Hiçbir partide ciddi bir ön seçim yok. Tıpkı milletvekillerini seçme hürriyetimizin olmadığı gibi belediye başkanlarını da aslında biz seçmiyoruz. Ön seçimsiz parti tercihleri, SSCB Politbüro yoldaşlarının kararlarını andırıyor.
Bu süreçte imdadımıza Kamuoyu araştırmaları yetişiyor. Kamuoyu araştırmaları Politbürolar’a rağmen ‘İrade’nin Davası’nın bir göstergesi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için kamuoyu araştırmalarının gösterdiği % 40 oy oranı tekrar tekrar yorumlanması gereken bir durumdur.
3.Mansur Yavaş bir model ortaya koydu
Mansur YavaşBeypazarı’nda küçük ölçekte bir model ortaya koydu. ‘Beypazarı Modeli’nin özeti: her bölgenin kültürel bir kimliği vardır önermesine dayanıyor. Kimlik merkeze alınarak bölgede mimariden turizme, çevre anlayışına, el sanatlarına, bu olguların eğitimine yeni bir konsept oluştu. ‘Beypazarı Modeli’ kapsamında kaybolmaya yüz tutmuş el sanatları canlandırılarak, ekonomiye kazandırıldı. El sanatları turizmle birlikte ele alınarak, Beypazarı ekonomisinin ana damarlarından biri oldu.
Beypazarı Modeli’ uygulamaları başladıktan sonra restore edilen evler, değer olarak 100 kat arttı. Beypazarlılar eski evlerini yıkıp apartman yapma düşüncesinden vazgeçerek, ‘Beypazarı Modeli’ne sahip çıktı.
Mansur Yavaş; ‘Beypazarı Modeli’ uygulamasından sonra ABD olmak üzere, Almanya, Hollanda, Danimarka, Birleşik Arap Emirlikleri, Malezya ve İsveç gibi ülkelerde düzenlenen konferanslara davet edildi. Uluslararası platformda akademik anlamda ‘Ekonomik Gelişim Modeli’ olarak kabul gören ‘Beypazarı Modeli’ ülke sınırlarının dışında büyük bir ilgi gördü.
Beypazarı Modeli’ literatüre girdi.
Ve bu konseptteki başarı Mansur Yavaş’ın 2009’da MHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını sağladı.
Mansur YavaşBeypazarı Modeli’ni oluştururken bilimi esas aldı.  ‘İlim Çin’de bile olsa almamız gerekir’ hikmeti mucibince sol eğilimin elindeki Mimarlar Odası’nın bilimsel birikiminden yararlandı.  
Sağ genelde ‘kuru kalkınmacılık’ adına Batı’nın yabancılaşmaya dönük yüzünü Türkiye’ye taşıyor. Mansur Yavaş enteresan bir şekilde bundan uzak duruyor.
4.Konut gereksinimi ve siyaset anlayışları
Apartman ucubesini Türkiye’de batıcılar başlattı ama suyunu sağ belediyeler ve müteahhit sınıfı çıkardı. Şimdi aynı inat, TOKİ’nin 10 katlı azman toplu konutlarında sürdürülüyor. Bilimsel akılla kültürel birikimin birlikte düşünüldüğü noktada sağ düşünce yoktur. Bu düşünce müstakil konutu villa sınıfına sokarak, insanların müstakil yapılarda yaşamasına engel oluyor.
Oysa Murat Karayalçın müstakil konut üretimini başarmıştı?
Ankara’da Murat Karayalçın döneminde Batıkent’te yapılan müstakil konutlar, bugün büyükşehir ölçeğinde müstakil konut yapılabileceğinin örneğini oluşturuyor. Karayalçın şehir yönetiminde dar kadrocu ve kaotik sol geleneği temsil etmesine rağmen Batıkent’teki müstakil ev projeleri başarılı olmuştur. Karayalçın yöntemi; kooperatif yönetimleri vasıtasıyla vatandaşın katılımının sağlanması esasına dayanıyorduDünya Bankası kredisiyle vatandaş müstakil ev sahibi oldu.
Doğrusunu söylemek gerekirse Turgut Özal, transformasyon başarısını toplu konut kooperatifçiliğinde beceremedi. Yeni konut alanları oluşturmadaki başarı yapısal sorunlarda boğuldu. Kontrolsüz kooperatifler yeni bir rant kapısı oluşturdu. Vatandaşın temel mülk edinme hakkının suistimaline yol açtı. Kentleşmenin artmasına, yeni kent alanlarının oluşmasına rağmen sonuç olumsuz oldu.
Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olunca bu durumu iyi okuduKİPTAŞ vasıtasıyla belediye garantili hukuki bir yapı oluşturdu. Vatandaşın katılımı tıpkı kooperatif sisteminde olduğu gibi sağlandı. Erdoğan başarısının oluşmasında KİPTAŞ sisteminin önemli bir payı vardır.
TOKİ döneminde sistem kendini yenileyemedi. Başarılı bir model yerel mimariyi hiçe sayarak tek bir model olarak 10 katlı yapılar bütün Türkiye’ye dayatıldı. TOKİ sistemi, mimarisiz imar inadından vazgeçmediği için kendi kendini çürütür hale geldi.  
5.Hatime: Mansur Yavaş şehrin geleceğini müstakil konutla belirlemeli
Eğer kamuoyu ilgisini finale götürmek istiyorsa Mansur Yavaş, şehirli insanın yeni ihtiyaçlarını gözetecek yeni projelerle toplumun önüne çıkmalı. ‘Beypazarı Modeli’ iyi idi ama küçük bir ölçekti.
Mansur Yavaş, müstakil konut modellerinin esas alan yeni bir şehir projesiyle toplumun önüne çıkmalı. Ankara’da BatıkentEryamanYenikent, Bağlıca, Çayyolu, İncek ve Gölbaşı müstakil konut örnekleriyle zaten öne çıkmış durumda. Yavaş, bunun altını çizmeli.
ABD ve Avrupa insanı müstakil evlerde yaşıyorLibya, Yunanistan, Eski Yugoslavya… Beğenmediğimiz Esad bile ülke mimarisini korumuş, halk müstakil ve geleneksel evlerde yaşıyor. İnsanca yaşamak için Türkiye, apartman sisteminden vazgeçmek zorunda!
Ankara’da diğer bir sorun metronun yaygınlaştırılamaması… Metro, Ankara’da Turgut Özal döneminden beri adım atamadı. Çayyolu ve Sincan Metrosu gecikmiş olarak yakında açılacak. Keçiören Metrosu hala bitirilemedi. Mansur Yavaş, ulaşımda tarihi şehir dokusu dışında metronun üstten gidişini sağlayan ucuz ve hızlı bir yapılanmayı önermeli. Şehir çevreye bu yolla yönlendirilirse, Ankara’nın hala şehir olarak kalma şansı olur. Yoksa Ankara’da İstanbullaşır, Kahire’ye, Meksico City’e döner.
Hasılı kelam DP ya da BBP’den aday olacağı anlaşılan Mansur Yavaş’ın somut projelerle halkın önüne çıkması gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder