9 Aralık 2014 Salı

Pınar Selek'in dedesi Cemal Hakkı Selek

1.Pınar SelekBatıcı ve Batılı bir tasarımdır
Pınar SelekBatıcı jakoben bir projedir. Karşımızda teröre alet olması bile kutsallaştırılmış bir tasarım var.
Bir yanda ‘milli mağdure’ sunumu öte yanda tinercilere, fahişelere, travestilere ve Kürtçüler’e kol kanat geren bir azize var. Çizer Necdet Şen’in deyimiyle o ‘Cihangir’in azizesi’, Yalçın Küçük’ün deyimiyle Büşra Ersanlı ile beraber ‘Kürtler’in iki anacığı’dır.
O bir proje ise, projeyi yorumlamak yerlilerin en tabii hakkıdır.
Biz ‘Pınar Selek Tarihi’ne dedesi Cemal Hakkı Selek’in hayatını ele alarak giriyoruz. Sonraki yazılarda Pınar Selek’in PKK ile ilişkilerini de anlatacağız.
Mahkeme kararı ağırlaştırılmış müebbet!
Mısır Çarşısı’nda 7 kişinin öldüğü, 127 kişinin de yaralandığı patlamaya ilişkin Pınar Selek’in aldığı beraat kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından bozuldu.
Davaya bakan İstanbul 12. Ağır Ceza MahkemesiPınar Selek’in yeniden ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verdi.
Kararın açıklanmasından sonra Pınar Selek hakkında yakalama kararı çıkarıldı. 27 Ağustos 2014’te de Selek hakkında kırmızı bülten çıkarıldı.
2.Ayrıntılarla dede Cemal Hakkı Selek
Pınar Selek’in dedesi Cemal Hakkı Selek, 1902 yılında Aydın’ın Kuşadası ilçesinde doğar. 1928 yılında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve 1934 yılında İsviçre Cenevre Hukuk Fakültesi mezunudur.
Samet AğaoğluAnkara Hukuk Fakültesi anılarını anlatırken okul arkadaşları arasındaki anahtar isimleri ardı ardına sıralar: Kibar Sarım’ın büyük oğlu Osman Kibar, kocaman gözleriyle Süha Şamlı, Şeriye Vekili Mustafa Feyzi Efendi’nin oğulları Haldun ve Hulki ve Üniversite Kütüphanesi sahibi Cemal Hakkı Selek… Anlayan bu isimlerin parçalarından bir bütün oluşturur.
Cemal Hakkı Selek, 1921 tarihinde komünisttir. TKP’nin Sabetaycı lideri Şefik Hüsnü çevresindendir. Dönemin yayın organı Aydınlık dergisidir. Nazım Hikmet’in arkadaşlarındandır. Yahya Kemal ve İbrahim Çallı gibi ünlüler dostları arasındadır.
Adalet Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü, Emlak ve Eytam Bankası Muhaberat Müdürlüğü, İstanbul Üniversitesi Tedris İşleri Direktörlüğü yapar.
Adalet Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü yaptığı dönemde bakan Mahmut Esat Bozkurt’tur. Dönem Medeni Kanun’un hazırlanma dönemidir. Bakan Bozkurt, özel kalem müdürünün evlenme cüzdanına şu notu yazar: “Kanun-u Medeni’nin yaradılışında bana sabahlara kadar bugünkü sabahı görmek için yardım eden ve yanımdan ayrılmayan genç mesai arkadaşım.”
Cemal Hakkı SelekAdalet Bakanlığı Özel Kalem Müdürlüğü görevinden sonra İsviçre’ye gider. İsviçre’den dönüşünde yayıncılığa başlar. 1940 yılında ‘Fen ve Teknik’ dergisini çıkartır. Bunu altı yıl sonra ‘Bilgi Dünyası’ ve dokuz yıl sonra da ‘Köylünün Kılavuzu’ dergileri takip eder. Bu dergilerin çoğu Cumhuriyet gazetesinin matbaasında basılır.  
Cemal Hakkı SelekÜniversite Kitabevi’nin kurucusudur. 1980’li, 90’lı yıllarda Gelişim Yayınları’nın yürüttüğü tarzda popüler bilim kitapları yayınlar. Şevket RadoCemal Hakkı Selek’in yayınladığı ‘Atomlar ve Yıldızlar’, ‘Arıların Hayatı’ ve ‘Kadınların Hijyeni’ gibi halka yönelik bilim kitaplarının büyük bir boşluğu doldurduğunu söyler.
Cemal Hakkı Selek ile Profesör Hıfzı Veldet VelidedeoğluDr. Fritz Funck’un ‘Borçlar Kanunu’ adlı eserini ‘Türk Kanunu Medenisi ve Borçlar Kanunu’ adıyla tercüme ve şerh ederler. Kitap, Cemal Hakkı Selek’in sahibi olduğu Üniversite Kitabevi tarafından neşredilir.
Torun Pınar SelekCumhurbaşkanı Erdoğan’ın her aile için en az üç çocuk projesini eleştirse de dede Cemal Hakkı Selek, nüfusun artırılmasını savunan bir yazardır.
3.Cemal Hakkı Selek ‘Boğaz’daki Aşiret’ten Aybar’ın yakın arkadaşları arasında
Cemal Hakkı Selek yayıncılıktan sonra siyasetle uğraşır. Bu dönemde serbest avukatlıkla da iştigal etmiştir.
TİP’i, sendikacılar kurar. Ancak parti sonra anahtar teslimi Mehmet Ali Aybar’a teslim edilir. Aybar’la birlikte yakın arkadaşları yazar Nazife ve Adnan CemgilYaşar Kemal, Moiz GabayKemal Sülker ve avukat Cemal Hakkı Selek de TİP’e girerler.
TİP 1965 seçimlerinde, yüzde 3 oy alarak TBMM’ye 15 milletvekili gönderir.  
Cemal Hakkı Selek 15 bin 840 oy alarak TİP İzmir milletvekili seçilir. TBMM’de 13. Dönem İzmir Milletvekilliği yapar. (1965-1969) yılları arasında TİP’in meclis grup başkanvekilidir.
TBMM çalışmaları içinde Cemal Hakkı Selek’in Alparslan Türkeş’le de bir görüşmesi olmuştur. 3 Mart 1966 tarihinde TBMM’de bulunan siyasi parti liderlerinin katıldığı bir toplantı düzenlenir. Liderler toplantısına CKMP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’le TİP Genel Başkanı Behice Boran da katılırlar. Toplantıya Türkeş’in yanında İsmail Hakkı YılanlıoğluBoran’ın yanında ise Cemal Hakkı Selek katılmıştır.
Çetin Altan’ın TİP’e girişini Cemal Hakkı Selek sağlar
TİP Diyarbakır Milletvekili Tarık Ziya Ekinci anlatır. TİP 15 milletvekili çıkardığı zaman aslında Çetin Altan TİP’li değildir. TİP’in bağımsız kontenjanından seçilmiştir. TİP’e girişi Cemal Hakkı Selek’in daveti üzerine gerçekleşir.
Cemal Hakkı SelekTİP’in yayınladığı ‘Sosyal Adalet’ dergisinin sahipliğini de üstlenir. Derginin Yazı Kurulu Başkanı Sadun Aren’dir. Derginin ilk sayısı 19 Mart 1963 tarihinde yayınlanır. Dergi bir süre sonra kapatılır ve Nisan 1964’te yeniden çıkmaya başlar.
Tarih Vakfı, arşivi ciddiye alan bir kuruluş. Sol odaklı vakfın arşiv bağışçıları arasında oğul Alp Selek ve babası Cemal Hakkı Selek isimlerine de rastlarız.
Cemal Hakkı Selek 28 Eylül 1996 tarihinde İstanbul’da vefat eder.
4.Damadı Türkkaya Ataöv kayınpederini anlatıyor
Cemal Hakkı SelekSamiye Selek ile evlidir. Üç çocukları olur. Erkek çocukları avukat siyasetçi Alp Selek, gazeteci Pınar Selek’in babasıdır. Çiftin iki kızları vardır: Canan Ataöv ve Lale Kendi
Türkkaya AtaövCemal Hakkı Selek ile Samiye Selek’in kızı Candan Ataöv ile evli.
Profesör Türkkaya Ataöv’ü Ermeni Terörü ile alakalı olumlu çalışmalarıyla hatırlıyoruz.
Ataöv, kayınpederi Cemal Hakkı Selek’in ‘namus-ı mücessem’ bir adam olduğunu söylüyor.
5.Cemal Hakkı Selek, parti ajanına Divitçioğlu’nu dinletti mi?
Yalçın Küçük de kendisi gibi birinci ve ikinci dönem TİP’inde bulunan Cemal Hakkı Selek’in çok saygıdeğer ve mütevazı bir insan olduğunu, herkes tarafından örnek alındığını söylüyor. TİP’in İstanbul Cağaloğlu’ndaki merkezinde gençlerle sohbet eder. Gençlerde “koskoca Cemal Hakkı Bey bizimle akranıymışız gibi sohbet ediyor” kanaati oluşur.
Sencer Divitçioğlu, bir kahvede, TİP için propaganda çalışması yapıyor. Bakmış bir adam sürekli not tutuyor. Not tutan adam parti ajanıymış. Divitçioğlu, parti ajanını yakalamış ve bu işi tasarlayan TİP Genel Sekreteri Cemal Hakkı Selek’i terslemiş. Yalçın Küçük, saygıdeğer yaşlı adam Cemal Hakkı Selek’in bu dinletme uygulaması üzerine “üzüldüm ve utandım” diyor.
6.Cemal Hakkı Selek, Sabahattin Ali’nin telifini vermedi mi?
Cemal Hakkı Selek, aileden kalan toprakları satıp ‘Hakikat’ gazetesini yayımlamaya başlar. ‘Hakikat’ gazetesinin yazı işleri müdürü ise sonraları ‘Milliyet’ gazetesini kuracak olan Mehmet Ali Birand’ın kayınpederi Ali Naci Karacan’dır.
Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’ adlı eseri 1940 yılında Hakikat gazetesinde tefrika edilir. Yayından sonra Sabahattin Ali telif ücretini alamaz.
Sabahattin Ali telifini alamayınca, ‘Kürk Mantolu Madonna’yı  yayınlayan Hakikat gazetesi sahibi Cemal Hakkı Selek’e 10 Şubat 1941 tarihinde bir mektup yazar.
Ücret ödenmemesi dışında Cemal Hakkı Selek’in Sabahattin Ali’ye davranış biçimi de rencide edicidir. Sabahattin Ali, yazı hayatında ilk defa yazısının tutmadığı suratına çarpılır. Sabahattin Ali kırgındır. Kendisinden roman istenirken popülist tefrika romancılarının tiraj başarısını yakalaması ön şart olarak bildirilmemişken, yayın sonrası başarısızlık yazara fatura edilir.
Sabahattin Ali; mektubunda kendisinden Peride Celal, Kerime Nadir ve Mükerrem Kamil Hanımlar’dan beklenilecek bir roman istemiş olunamayacağını söyler.
7.Hatime: Mısır Çarşısı’nda yedi insanımızı öldürdüler
Girişte söyledik Pınar SelekBatıcı jakoben bir projedir. O bir proje ise projeyi yorumlamak biz yerlilerin en tabii hakkıdır.
Ve terör insanlık suçudur… Teröre alet olan üstseçkinler’den de olsa kanun karşısında hesap vermelidir. Üstseçkinler’den olmak masum insanları öldürenlere alet olmayı gerektirmiyor.
Bugün isimleri bile zikredilmeden sadece ‘7 kişi’ olarak anılan bu ülkenin aziz, mübarek ve sahipsiz insanlarının ruhuna Fatiha okuyarak bu yazıyı bitiriyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder