23 Nisan 2014 Çarşamba

Rus Modernleşmesi'nde Türk kökenli aydınlar

1.‘Aydın Yabancılaşması’ndan Ruslaşma’ya
Batı Medeniyeti karşısında İslam Dünyası’nın geri kalmışlığı bir vakıadır. Bu geri kalış, özellikle 19. Yüzyıl’da İslam Dünyası’nın her bölgesinde önemli yabancılaşma sorunlarına yol açmıştır.
Osmanlı Coğrafyası’nda ‘Aydın Yabancılaşması’ şeklinde kendini gösteren bu değişme, Rus hâkimiyeti altındaki Türk bölgelerinde Ruslaşma ve Hıristiyanlaşma olarak karışımıza çıkmıştır.
Birçok Rus dehasının soyadı Türkçedir… Bu basit bir soyadı benzerliği değildir. Çünkü Rus dehası önemli isimlerin birçoğu Türk kökenlidir.
Rus Modernleşmesi doğru bir Batılılaşmayla kendisi kalarak, değişmeyi ve değiştirmeyi başarmıştır…
Aşağıda birkaç örnekle bu değişimi gözlemlemeye çalışacağız.
2.Gogol’un kökeni Altınordu’ya dayanır
Azeri romancı Elçin, Ötüken’den çıkan ‘Kırk Ambar’ adlı günlüklerinde Gumilev’den bir bilgi aktarır. Gumilev, ‘Ukraynalı Gogol’un Altınordu’ya dayandığını’ söyler.
Nikoloy Vasilyeviç Gogol… ‘Ölü Canlar’, ‘Müfettiş’ ve ‘Palto’ en çok bilinen eserleri. DostoyevskiGogol’un ‘Palto’ eserini telmih ederek onun Rus Edebiyatı’ndaki yenilikçi ve kurucu rolünü işaret eder: “Hepimiz Gogol’un paltosundan çıktık.”
Gogol’un ailesi Ukrayna’da orta halli toprak sahibi bir ailedir. Onun ‘Mirgorad Öyküleri’nde Ukrayna halk kültürüyle birlikte Kazak Kültürü’nün de izleri vardır.
Gogol’un kökeni Altınordu-Türk, coğrafyası Ukrayna’dır. Ama onu yoğuran deha Rus Aydınlanması’dır.
Akademisyen Seher Memiş, Gogol kelimesinin Türk-Bulgarlar’da, Çuvaşlar’da kuş ismini bildiren ‘gogul ~ kogul’ sözünden geldiğini söyler.
 3.Rahmaninof ve Turganyev
 Rahman ve Turgen…
 Sergey Vasilyeviç Rahmaninof… Rahmaninof soyadının kökü Arapça Rahman kelimesidir. RahmanYüce Allah’ın güzel isimlerindedir ve ‘bağışlayıcı’ anlamına gelmektedir. Rahmaninof, Kazanlı Türk kökenli bir aileye mensuptur.
 ‘Turgen’ kelimesi Moğolca ‘hızlı, acele eden’ sözünden gelmektedir.
 Turgenyev’in atası Mirza Lev Turgenyev, 1440’lı yıllarda Rusya’ya Altınordu’dan gelmiştir. Altınordu asilzadelerinin önde gelen isimlerindendir.
 Mirza Lev Turgenyev, Ruslaştırma ve Hıristiyanlaştırma projesinde Büyük Knez Vasiliy İvanoviç’in yanına gelerek vaftiz töreninden sonra ‘İvan’ adını almıştır.
 Torun Turganyev, liberal bir yazardır ve döneminde Rusya’da başlayan Panslavizm hareketine katılmaz. Panslavizm’e katılmadığı için Rus milliyetçileri tarafından eleştirilir.
 Dostoyevski gibi bir çok Rus yazarı, Panslavizm’in etkisiyle Türk düşmanlığı yapar. Tolstoy ve Turganyev bu akımdan uzak durmuştur.
 Dostoyevski’yi çağdaşları Turganyev ve Tolstoy’dan ayıran en önemli özellik Slav-Rus milliyetçiliği ve Hıristiyanlık sevgisidir.
 Dostoyevski’nin eserlerinde Tatarları aşağılamasında büyük dedelerinden Stephan Dostoyevski’nin Türk hapishanelerinde bir süre kalması etkili olmuş mudur araştırılmalıdır. Stephan Dostoyevski, 1624 yılında hapishaneden kaçarak kurtulmuştur.
 Ayrıca Dostoyevski’nin babası Mihail Andreyeviç Dostoyevski de askeri doktor olarak 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı’na katılmıştır.
 4.Tolstoy, Cengiz Han’ın torunu
 Kırım sorunları gündeme gelince Halil İnalcık’tan önemli bir uyarı gelir. İnalcık Hoca, Altınordu’nun yönetici sınıfın Moğol, halkın Kıpçak Türkü olduğunu söyler. Türk’ten ayrı bir Tatar milletinin olmadığının altını çizer.
 Altınordu devletinde yönetici sınıf Moğollar’dan oluşur. Moğollar Hindistan, Afganistanİran ve Anadolu’daki değişimin bir benzerini Altınordu’da yaşayarak giderek Türkleşir ve Müslümanlaşırlar.
 Tolstoy’un dedeleri Moğol yönetici sınıfına dahildir. Dahası Cengiz Han’ın bilmem kaçıncı göbekten torunudur.
 Tolstoy Türklere ve Müslümanlara özellikle de İslamiyet’e olan ilgisiyle dikkati çeker. Zaten ihtiyarlığında karısıyla kavga edip İstanbul’a kaçarken tren garında vefat etmiştir.
 Tolstoy’un eserlerindeki genel Türk-İslam arka planın ötesinde Peygamber Efendimiz hakkında münhasır bir kitap yazması da ayrıca önemlidir.

 5.Gumilev’in annesi Anna Ahmatova
 Gumilev de yabancımız değildir. Gumilev’in annesi Anna Ahmatova da Tatar kökenli bir Rus şairidir. Ahmatova, anneannesinin kendisinin vaftizine üzüldüğünü bir şiirinde belirtir. Ahmatova’nın eşi N.Gumilev İslam ve Doğu Kültürü hayranı bir yazardır. Sovyet yönetiminin ilk siyasi davalarından birinde Lenin’in yönlendirmeleriyle kuruşuna dizilerek öldürülür. (Hatırlayalım Lenin baba tarafından Türk kökenlidir. Ulyanoviç ismi, Lenin’in Çuvaş kökeninin kalıntısıdır. Lenin, anne tarafından da Yahudi’dir.)
 Anna Ahmatova ve N.Gumilev’in çocukları Lev Gumilev tarihçi ve etnolog olur. Asyacı Lev Gumilev’in eserlerinde Türkler ve İslamiyet saygın bir yer tutar. Lev Gumilev’in eserleri Ahsen Batur tarafından Türkçe’ye çevriliyor ve Selenge Yayınları tarafından neşrediliyor.
 6.Gaspıralı İsmail, Turganyev’in asistanı
 Evet bu dehaların Ruslaşmalarına rağmen Türkler’le ve İslamiyet’le kültürel irtibatı devam etmiştir.
 Gaspıralı İsmail, eğer Turganyev’in asistanlığını yapmasaydı, aydınlanmayı yaşayamazdı ve bizim dünümüzü olduğu gibi bugünümüzü de aydınlatamazdı.
 Gaspıralı İsmail ile Yusuf Akçura teyze çocuklarıdır.
 Yusuf Akçura’nın Kırım Kültürü’ne değilse bile Osmanlı Türkiyesi’ne katkıları olmuştur.
 7.Hatime: Putin‘hangi Rus’u kazısan altından Tatar çıkar’
 Rus Modernleşmesi’nde Türk kökenli aydınlar bu saydığımız isimlerle sınırlı değildir.

 Turan Yazgan’ın Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın yayınladığı ‘Türk-Tatar Kökenli 500 Rus Aile’ çalışmasında daha yüzlerce örnek var.
 Asif Hacılı’nın yazdığı ‘Rus Edebiyatı’nda Kur’an’ (Doğu Kütüphanesi Yayınları) kitabı ve Ali Haydar Haksal’ın Yedi İklim’de konuyla ilgili yazıları, Türk kökenli bu Rus dehalarında Ruslaşmalarına ve Hıristiyanlaşmalarına rağmen, İslam etkisinin devam ettiğini gösterir…
 Yeni Rus Çarı Putin, bir Rus atasözü nakleder, ‘hangi Rus’u kazısan altından Tatar çıkar.’
 Putin’in dediği doğrudur.
 Tanpınar’ın vurguladığı olumlu kozmopolit atmosfer, Rus Modernleşmesi ile gerçekleşir. Ne yazık ki bu modernleşme bizden yana değil, bize karşı bir başarıdır.
 İngiltere’den Rusya’ya Fransa’dan Almanya’ya medeniyet hamlesi gerçekleştiren ülkeler, başkalarının malzemesiyle kendi inşasını gerçekleştirmeyi başarır.

 Türk katkısı, Alman medeniyet hamlesinde de vardır. “Goethe dahi Türk kökenlidir” dersek, bazı okuyucularımız bizim konuyu abarttığımızı söyleyecektir.
 Bunu biz söylemiyoruz. Almanya’da yaşayan araştırmacı Latif Çelik konunun kitabını ‘Almanya’da Türk İzleri’ adıyla yazmış bile. Onu da bir başka yazıda işleyelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder