1.Kendisi olabilen ülke: Almanya
Almanya’nın en büyük nüfuslu şehri başkent Berlin’de 4 milyon kişi yaşıyor… Almanya’nın nüfusu Türkiye’den fazla… Almanya nüfusunu yönetebilmiş bir ülke. İki dünya savaşına rağmen, kendisi olabilmek büyük başarı…
Akademi ve yerli aydın varsa, toplumlar kendisi olabiliyor.
2.İstanbul’u yönlendirilemiyor
Bilimi esas almayınca, rantiye bize akıl veriyor.
Anadolu, İstanbul’a entegre olamamış bir coğrafya. Türkiye, bütün birikimini İstanbul’a ve Marmara Bölgesi’ne harcıyor. Müteahhitlere kara haberi Şehircilik Bakanı veriyor. Bakan, ‘İstanbul bitti’ diyor, müteahhitlere Bursa ve İzmir’i öneriyor.
15 yılda 9 milyonluk İstanbul, 18 milyona çıkarıldı.
Turgut Cansever, Teoman Duralı, Durmuş Hocaoğlu ve Sadettin Ökten bu toplumun bilgeleri değil, meczupları yerine konuldu.
İstanbul artık yönetilemez ve yönlendirilemez hale geldi.
Sağ, bütün bu kör ve kısır rant sürecine itiraz etmedi. Taksim Gezi Parkı eylemleri, bu sürecin bir sonucu.
Evet şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nin üçüncü konseptindeyiz… Birinci konseptin adı Lozan Konsepti’ydi. İkinci konsept, NATO Konsepti’ydi…
Şimdi üçüncü konsept başladı… Bu konseptin adını, Başbakan Erdoğan koydu: Baldıran Konsepti…
Baldıran Konsepti, içerde Özerk Kürdistan, dışarıda Büyük Kürdistan olarak şekilleniyor. Afganistan’ı 5’e, Suriye’yi 3’e, Irak’ı 3,5’a, Sudan’ı 2’ye, Libya’yı 3’e bölen Küresel Güçler; Türkiye’nin ayarını da PKK zoruyla ve Gezi Parkı eylemleriyle veriyor.
Panama-Haiti-Afganistan-Irak müdahalelerini film seyreder gibi seyrettik. Şimdi bizim filmimiz başlıyor. Filmin adı: Baldıran Konsepti… Erbakan’ın ısrarla vurguladığı tehlike Büyük Ortadoğu Projesi’ydi. BOP’un bizimle ilgili bölümü şimdi tahakkuk ediyor.
4.Lozan Konsepti-NATO Konsepti
Sevr’i Kurtuluş Savaşı ile Lozan’a çevirdik. Lozan tam bir bağımsızlık değildi. Bilim üretemeyen, sanayileşememiş, aydını yabancılaşmış bir toplumuz. Birinci Dünya Savaşı’nın mağlubuyuz. Öyleyse devletimizin tam bağımsız olmasını bekleyemeyiz. Bu yüzden Hilafet kalktı, alfabe değişti. Ve bu yüzden Kemal Tahir’in Kurt Kanunu’nda bahsettiği, Rusya’nın Akdeniz’e geçişine karşı ‘tampon devlet’ olmayı kabul ettik.
NATO Konsepti ilginçtir… Her şeyin karşıtı, anti’si Türk Milliyetçiliği’nden, Yeşil Kuşak İslamcılığı’na, ODTÜ odaklı modern kolhoz sosyalizminin Dev-Genç tezgahına evrilmesine kadar bizim için her şeyi onlar düşündü. Biz çoktan seçmeli bu sınavda aşağıdakilerden birini kendimize göre seçmek zorunda kaldık.
Yalan dünyanın işleri böyledir… Bu nedenle bu ülkede İslamcılık, Çağdaşçılık, Türk Milliyetçiliği ve Kürt Milliyetçiliği vardır da Muhafazakarlık, Liberallik, Sosyal Demokrasi ve Sosyalizm yoktur.
5.Baldıran Konsepti’nin yeni aktörü Gezi Parkı
Gezi Parkı eylemleri, karşısında aczimizin sebebi, derin yaramız modernleşme projemizin olmayışı var.
Reddiyeci olmak, baştan kaybettiriyor.
Türkiye’yi Baldıran Konsepti’ne götüren reel politik artık sadece Kürt Sorunu değil.
Gezi Parkı eylemleri, Sorozcu yeni bir tasarımın eseri… Sağın mücadele anlayışı ise hala Ergenekoncu-Soğuk Savaş dönemine göre konuşlanmış.
Düşünür ‘Şehir fikirdir’ demiş. Bizim şehir fikrimiz yok.
6.Hatime: iman varsa hala umut var!
Evet akademi ve yerli aydın varsa, toplumlar kendisi olabiliyor.
Türkiye hala bunun sancısını çekiyor. Burjuvazimiz yerli olabilirse bir şeyler olacak.
Düşünür-mimar Doğan Kuban bütün olumsuz verilere rağmen İstanbul için hala ümitvardır: “Kadere inanan ve sabırlı bir toplumun insanları için, giderek daha iyi olma olanakları vardır.”
Kendimiz olabilirsek, Baldıran Konsepti’ni bile aşabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder