1.HDP’den MHP’ye Sancar Ailesi
Nobel Kimya Ödülü haberinin ardından BBC, Aziz Sancar’ı arar: Muhabirin sorduğu ilk soru ‘Arap mısınız, kısmen mi Türk’sünüz’ sorusu olur. “BBC’ye söyledim, ‘Arapça konuşmuyorum, Kürtçe konuşmuyorum, ben Türküm’ dedim. Ben Türküm, o kadar.”
Aziz Sancar’ın etnik köken olgusuna bakışı şöyle: “İngiltere’de kaç etnik grup var. Adama soruyorsunuz, “İngilizim” diyor. Burada da “Amerikalıyım” dersin. İstersen kökenini söylersin ama Amerikalı dedi mi, bitti.”
Nobel Kimya Ödülü alan Aziz Sancar; HDP Mardin Milletvekili Prof. Dr. Mithat Sancar’ın amcası. Ama amcanın siyasi eğilimi yeğenden oldukça farklı.
Bugün ABD’de yaşayan Aziz Sancar ‘üç hilalli’ bir anahtarlık taşıyor. Eşi Gwen Sancar, Tarsus’ta Yörük Çadırı’nda bozkurt selamı veriyor.
Aziz Sancar’ın bir ağabeyi Kenan Sancar Türk Silahlı Kuvvetleri’nde uzun yıllar görev yapan bir emekli general diğer kardeşi Tahir Sancar da binbaşılıktan emekli… Büyük ağabey Kenan Sancar şimdi 83 yaşında kardeşinin başarılarıyla mutlu oluyor.
Aziz Sancar, ailesine çok bağlı bir insan. Ailesini görmek için Türkiye’ye geliyor. Ailesi de ona bağlı. Yılda en az bir kere gidip, iki hafta kalmaya çalışıyor. Aziz Sancar’ın pişmanlıklarından biri, İstanbul’u daha yakından tanıyamamak.
Aziz Sancar, 8 Eylül 1946 tarihinde Mardin’in Savur ilçesinde doğar. Abdülgani ve Meryem çiftinin çocuğudur. Orta gelirli bir çiftçi ailesinin on çocuğundan biridir. Özellikle annesi çocuklarının okumasını ister. Ailede çocuklar anne ve babasıyla Arapça, kendi aralarında Türkçe konuşarak büyür.
Aziz Sancar, ilkokulda Ankara’da görev yapan ağabeyi Kenan Sancar’ın yanında okumaya gider. Barbaros İlkokulu’nda okur.
Sonra tekrar memleketine döner, ortaokulun sonuna kadar Savur’da okur.
Başarılı bir öğrencidir. Onu yönlendiren olağanüstü öğretmenleri vardır. İlkokul öğretmeni, “Bu çocuk özel, siz bunun üzerinde durun. Bir yerlere varacak” der.
1963 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girer. Üniversitede Kur’an-ı Kerim’i öğrenir, inceler.
Aziz Sancar, İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki öğrencilik yıllarında Ülkücü Hareket içinde yer alır. İnternette o yıllarda Ülkü Ocakları içinde çektirdiği fotoğraflar yer almaktadır. Kendisini derslerine verir, dönemin kargaşasına bulaşmaz.
Sancar, “Ben Beyazıt’taki üniversitenin merkez binasına kızıl bayrağın çekildiğini hatırlıyorum” diyerek bu konudaki hassasiyetlerini dile getirir. Kızıl Bayrak’ı üniversiteye asanlar içinde gazeteci Osman Arolat’ın da olduğu söylenir.
Aziz Sancar, 1969 yılında Tıp Fakültesi’ni birincilikle bitirir. Okulu bitirdikten sonra 1973 yılında Savur’da sağlık ocağında iki yıl hekimlik yapar. Halk onu çok sever. Yazdığı reçeteler muska niyetiyle başörtülere bağlanır.
3.Kaleci Aziz Sancar
Aziz Sancar, okuduğu Mardin Lisesi futbol takımında kalecilik yapar. Hatta Genç Milli Futbol Takımı denemelerine çağrılır. Refleksleri iyidir, başarılı bir kalecidir. Mardin’de Mezopotamyaspor’un kaleciliğini yapar. Ama boydan kaybeder kaleci olmaktan vazgeçer.
Sıkı bir Galatasaray taraftarıdır. Öğrencilik yıllarında Turgay Şeren’in resimleri duvarlarını süsler. Galatasaray Spor Kulübü, bugün Nobel Kimya Ödülü sahibi olan Galatasaray taraftarı Aziz Sancar’a üyelik daveti yapar.
4.Mardin’den Amerika’ya
Aziz Sancar, Amerika’ya giderek Dallas Texas Üniversitesi’nde Moleküler Biyoloji dalında doktora yapar.
Yale Üniversitesi’nde DNA onarımı dalında doçentlik tezini tamamlar. Daha sonra DNA onarımı, hücre dizilimi, kanser tedavisi ve biyolojik saat üzerinde çalışmalarını sürdürür.
415 bilimsel makale ve 33 kitap yayınlar.
Amerika’ya ilk gittiğinde zor şartlarda yaşar. Aylarca laboratuvarda yaşayıp, yangın musluğuyla duş alır. Gece gündüz çalışması üzerine hocaları burs bulur ve şartları değişmeye başlar.
Başlangıçta yabancı dili Fransızca’dır, İngilizce’si yoktur. Johns Hopkins’te İngilizce sorununu çözer. Altı ay sonra Amerikalılara ders verir hale gelir. Bilimsel zorluk çekmez ama sosyal sorunlar yaşar. Amerikan hayatına alışmakta zorluk çeker. Uyum sorunu olur. Tez hocasıyla geçinemez.
Hocasına her gün yeni bir fikirle gidince anlaşmazlık çıkar. Bir gün hocası şöyle der: “Aziz hoca kim, öğrenci kim? Benim sana ne yapacağını söylemem lazım, sen bana söylüyorsun.”
O dönemde Aziz Sancar da “Biz Türkler herkesten üstünüz” kompleksi vardır. Sonradan bu psikolojisini yorumlar: “Çalışırsan başarırsın, çalışmazsan başaramazsın. Amerikalılıkla, Türklükle alakası yok. Tabii olgunlaştım.”
5.Aziz&Gwen Sancar Vakfı
Aziz Sancar eşi Gwen Boles Sancar’la Teksas’ta tanışır. Kendisi gibi biyokimya profesörü ve öğretim üyesidir. İş arkadaşlığı evliliğe dönüşür.
Eşiyle 37 yıldır evli. Küçük bir kasaba olan Chapel Hill’de yaşıyorlar. Aziz Sancar kendini bilime adayan bir insan. Hiçbir sosyal faaliyete vakti yok. Dünyevi tek arzusu Türkiye özlemi.
Eşiyle birlikte ABD’de okuyan Türk öğrencilerine yardım etmek ve Türkiye-Amerikan ilişkilerini geliştirmek amacıyla Aziz&Gwen Sancar Vakfı’nı kurar. Vakfın ABD’nin Kuzey Carolina eyaletinde Carolina Türk Evi isimli bir öğrenci misafirhanesi bulunmaktadır.
6.Ödülleri ve başarıları
1.ABD Ulusal Bilim Vakfı (National Science Foundation) Genç Araştırmacı Ödülü (1984)
2.Amerikan Fotobiyoloji Derneği (American Society for Photobiology) Ödülü (1990)
3.ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü (National Institutes of Health) Ödülü (1995)
4.TÜBİTAK Ödülü (1997)
5.ABD Fen ve Sosyal Bilimler Akademisi (American Academy of Arts and Sciences) Ödülü (2004)
6.ABD Ulusal Bilimler Akademisi üyesi (2005)
7.TÜBA(Türkiye Bilimler Akademisi) üyesi (2006)
8.Vehbi Koç Ödülü (2007)
7.Nobel Kimya Ödülü
Bugün Kuzey Carolina Üniversitesi Biyokimya ve Biyofizik Bölümü öğretim üyesi olan Aziz Sancar, 7 Ekim 2015 tarihinde Nobel Kimya Ödülü’nü kazanır.
Hücrelerin hasar gören DNA’ları nasıl onardığını ve genetik bilgisini koruduğunu haritalandıran araştırmaları sayesinde 2015 Nobel Kimya Ödülü’nü kazanır.
8 milyon İsveç Kronu, (yaklaşık 3 milyon TL) para ödülü Alfred Nobel’in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık 2015 tarihinde ödül sahiplerine verilecek.
Ödüle ABD’li Paul Modrich ve İsveçli Tomas Lindahl ile birlikte layık görülür.
Kanser tedavisi ve ‘ritmik saat’
Prof.Dr. Aziz Sancar, kanser tedavisinde ‘ritmik saat’ buluşuna imza atarak dünyaca çapında üne kavuşur.
Sancar daha önce de kanser tedavisinde sirkadiyen saat kullanımıyla ödüller almıştı.
Kanser oluşumunda ve tedavisinde önemli bir unsur olan DNA onarımı üzerinde yıllardır çalışan Sancar bu mekanizmayı 35 yılda çözdüklerini, ancak bunun hastalara ulaşmasının biraz zaman alacağını ifade ediyor.
8.Aziz Sancar: ‘Türkiye beni iyi yetiştirdi’
Rahmetli Oktay Sinanoğlu başarısındaki ana etkenin ‘Türkiye Birikimi’ olduğuna dikkat çekiyordu. Aziz Sancar da benzer bir yaklaşım içinde. TÜBİTAK’ın karşılıksız bursu sayesinde Sancar’ın Nobel’e uzanan serüveni başlar.
“Türkiye beni iyi yetiştirmişti” sözleri Aziz Sancar’a ait.
O, üzerimize yapışan olumsuzluk virüsüne karşı çıkıyor. Sancar, “Maalesef biz memleket olarak, her şeyimizi tenkitten hoşlanıyoruz” diyerek çuvaldızı kendimize batırıyor.
Melih Arat, Aziz Sancar’ın Nobel Kimya Ödülü’nü almasını yaşadığımız yüzyılın en güzel haberlerinden biri olarak değerlendiriyor.
Arat, “Bilim alanında bir Türk’ün Nobel Ödülü’ne ortak olması, eğitim hayatının çoğunu Türkiye’de geçiren bir çocuğun yetişkinliğinde yaptığı araştırmalarının dünyaca kabul görmesi muhteşem. Hepimize aslında doğru yolun ne olduğunu bir kez daha gösteriyor.”
9.Hatime: Etnik kimlik aslında bölünük bir kimliktir
Düşünürümüz Yalçın Koç, ‘Tarih ve Nazariyat’ kitabında “etnik kimlik aslında bölünük bir kimliktir” der…
Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’ne Türkler milli kimlik’i etnik kimlik’in ötesinde bir yaklaşımla değerlendirdi. Kişinin etnik ve inanç kimliği devlet tarafından sorgulanmadı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin geliştirdiği etnik kimlik’ten uzak vatandaşlık tanımı ve laiklik doğru uygulayabilirsek bir kazanım olarak önümüzde duruyor.
Ortadoğu’nun karmaşık haline bakınca, Aziz Sancar birikimi bize gelecek için olumlu şeyler düşündürüyor.
Devletine, milletine, dinine sövmeden Nobel Ödülü alınabileceğini gösterdiğin için teşekkür ederiz.
İyi varsın Aziz Hoca!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder