1. Avrupa Birliği’nin kanatları altındaki ‘bağımsızlık’: BİANET
Nadire Mater, Bağımsız İletişim Ağı (BİANET) projesinin koordinatörü. İki önemli kurucusundan biri. BİANET’in diğer kurucusu Ertuğrul Kürkçü… Kamuoyu, ‘samanlık kahramanı’ Kürkçü’yü bilir ama Nadire Mater cephe gerisindedir.
BİANET; Avrupa Birliği’nin kanatları altında yürütülen bir ‘bağımsızlık’ projesi… Avrupa Birliği’nin yönlendirdiği Alman Henrich Böll Vakfı, BİANET’in işbirliği yaptığı kuruluşlardan. BİANET’e bağlı yerel medya mensupları, Almanya’da Henrich Böll Vakfı’nın imkânlarıyla eğitilirler. Henrich Böll Vakfı’nın ardında Alman Kalkınma ve Dışişleri bakanlıkları var.
BİANET; Sol içi rol ve akçe kapmacalara yol açar
Eski TKP’li yeni BDP’li Varlık Özmenek, BİANET’in kendisine ait olduğunu ve projeyi aynı isimle 1994 yılında dönemin TMMOB Başkanı Yavuz Önen’e sunduğunu söyler. Sol çevrelerde geniş yankı uyandıran bu tartışma Özmenek’in PKK yayın organı Özgür Gündem’de yazdığı yazısıyla başlar. Nadire Mater, Özmenek’e itiraz eder.
BİANET; içerik itibariyle BDP’den daha çok Öcalan’ın yeni kurdurduğu Türkiye partisi HDP’nin muhtevası ile örtüşüyor. Alman Yeşiller Partisi’nin ‘Türkiye kökenli’ Çerkes milletvekili Cem Özdemir de BİANET’in dostlarından…
Mater bir dönem IPS (Inter Press Service) İletişim Vakfı’nın başkanıdır (1993). Mater’in gazetecilik deneyimleri arasında marjinal-insani dergi Sokak da vardır (1989). Sokak; Yeni Harman ve Ekspress benzeri bir dergiydi.
Nadire Mater, ‘Musa Anter ve Basın Şehitleri Gazetecilik Ödülleri’ jürisinde görev alır. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye temsilcisi olur.
Nadire ve Tayfun Mater; Beyoğlu-Galata’da gazeteci Oral Çalışlar, ressam Balkan Naci İslimyeli, çizer Behiç Ak, yönetmen Engin Ayça gibi Kürt ve Çingene komşularıyla birlikte yaşarlar.
Nokta; İsmail Cem’in akrabası Ercan Arıklı’nın sahibi olduğu haftalık dergidir. Arıklı ayrıca ansiklopedi yayıncılığı yapan Gelişim Yayınları’nın da sahibiydi. Nokta’nın yakaladığı ‘gazetecilik başarıları’nı Türk Basını hâlâ yakalayamadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Engin Ardıç, Nokta dergisinde çalıştığı dönemin notlarından oluşan ‘Doğru Söyleyeni Dokuz Köyden… İzlenimler’ kitabında Nadire Mater’i de anlatır. Mater; Nokta dergisinde gazetecilik yapmaktadır (1985).
Engin Ardıç, Nokta dergisinde Nadire Mater’in mahkeme koridorlarında ömrü geçerken, birdenbire yaşamayı keşfettiğini söyler: “Günün birinde yaşamayı keşfetti. İnsanlar giyiniyorlar, yiyorlar, içiyorlar, gülüyorlar, eğleniyorlardı bir yandan… O bakımsız, derbeder, boş vermiş Nadire, Güldal Kızıldemir ne yapıyorsa Nadire de onu yapıyor. Güldal saçını mı yaptırdı, ertesi gün Nadire de onu yapıyor. Güldal çizme mi aldı, aynı çizme iki gün sonra Nadire’nin ayağında!”
2. Nadire Mater ve ‘Mehmedin Kitabı’
Nadire Mater’in ‘Mehmedin Kitabı’ adlı eseri, Metis Yayınları’ndan neşredilir. Mater, ‘Mehmedin Kitabı’nda Mehmetçik’lerin, askerlerimizin anılarını yayınlar. Kitapta, askerlik görevlerini 1984-1998 yılları arasında Güneydoğu’da yapan, çatışmalara katılan terhis olmuş 47 er ve yedeksubayla söyleşiler yapılmış.
Askerlik anıları yayınlamak, yasak olduğu için kitap için toplatma kararı alınır.
Nadire Mater’in ‘Mehmedin Kitabı-Güneydoğu’da Savaşmış Askerler Anlatıyor’ adlı eserinin duruşmalarında malum zevat Oral Çalışlar, Ragıp Zarakolu, Yavuz Baydar, Ertuğrul Kürkçü, Filiz Koçali ve İHD Başkanı Akın Birdal hazır bulunur.
Almanya, Fransa, İngiltere ve İtalya’dan gelen destekçiler, Mater’in mahkemelerine katılır. Katılanlar arasında Sınır Tanımayan Gazeteciler temsilcisi ve eski ABD Dışişleri Bakan yardımcısının eşi Kathy Marton, Uluslararası Sınır Tanımayan Avukatlar Derneği Üyesi Ulrika Borg, İsveç Yazarlar Kulübü Başkanı Elizabeth Olin Zila, CNN İnternational’den Peter Arnett, Hollanda Konsolosluğu yetkilileri ve ABD Ankara Büyükelçisi Richard Holbrooke de katılır.
ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright da Nadire Mater’e desteğini bildirenlerdendir. Albright, ‘Mehmedin Kitabı’ndan yargılanan Mater’in mahkum edilmesini kabul edemeyeceğini’ ilan eder.
Kitap; Almanca, Fince, Yunanca ve İtalyanca’ya çevrilir. Uluslararası Af Örgütü ve Uluslararası PEN Yazarlar Derneği de Mater’in yanındadır. İHD, Mülkiyeliler Birliği ve Türkiye Yayıncılar Birliği Ödülü verilir.
Türk Mahkemeleri, benzer kitap yasaklamalarıyla bir çok kitabı gündeme getirmeyi başarmıştır. Duruşmalar sonunda mahkeme, ‘atılı suç’ unsurları oluşmadığı için berat kararı verir.
Nadire Mater, ‘Mehmed’in Kitabı’nı yazmak için Şubat 1997’de John D. and Catherine T. MacArthur Foundation ‘Küresel Güvenlik ve Sürdürebilirlik Programı Araştırma ve Yazma Girişimi’ne başvurur. Bir yıllık proje, araştırma, kaynak edinme, söyleşilerin gerçekleştirileceği yerlere gitme, konaklama, kasetlerin çözülmesi gibi giderler için 12 aylık geliri kapsayan 59 bin dolar ‘yardım’ alır.
3. Nadire Mater’in eşi Dev-Yol’cu Tayfun Mater
Nadire Mater, Osman Tayfun Mater ile evli. Tayfun Mater, Devrimci Yol örgütünün kurmaylarından. Devrimci Yol Davası’nda yargılanan Mater, 6 yıl hapis cezası alır.
Tayfun Mater, Maden Yüksek Mühendisi’dir. Hapisten çıktıktan sonra İstanbul Maden Mühendisleri Odası ve TMMOB (Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği) Yönetim Kurulu Üyesi olur.
Tayfun Mater, uluslararası savaş karşıtları arasında yer alır. TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi olarak savaş karşıtları eylemlerine katılır. “Savaş karşıtları sokağa hazır” diyen Mater, 2007 yılında Avrupa merkezli sürecek olan sosyal hareketlerin programı Stockholm’de yapıldığını belirtir. Yunanistan’a göç eden Bakırköy’deki Rum komşularının çocuklarıyla hala görüşür.
Tayfun Mater; Küresel BAK (Küresel Barış ve Adalet Koalisyonu) Türkiye Sözcüsü’dür.
Küresel BAK, bir sivil toplum örgütü. Örgütün öncelikli hedefleri, tüm Türkiye’de kampanya birliği oluşturmak, küresel anti-kapitalist savaş karşıtı hareketle temas kurmak ve ‘örgütsüzleri harekete geçirmek’. Savaş karşıtı eylemler düzenleyen Küresel BAK’ın BDP paralelinde olduğunu ve HDP sürecinde kullanılacak mekanizmalardan biri olduğunu tahmin etmek zor değil.
4. Pozitivizm’den Sosyalizm’e Aydın Yabancılaşması
Süleyman Hayri Bolay, düşünce tarihinde Materyalizm’e en büyük desteği, Pozitivizm’in yaptığını söyler.
Osman Turan, Bir milletin varlığını temellendiren manevi kıymetlerde bir sarsıntı oluştuktan sonra, ‘bu sarsıntıyla paralel olarak, materyalizme müsait bir ortamın ortaya çıkması mukadderdir.’
Cemil Meriç de bu zorunlu gidişi görenlerdendir. “Sosyalizm, Tanzimat’la başlayan batılılaşmanın en tabii sonucu değil mi? İmanını kaybeden, tarihten koparılan genç nesiller için son kurtuluştu Sosyalizm.”
Erol Güngör de, İnkılapçılık geleneği içinde yetişenler için, Marksizm’den başka açık kapı kalmadığını söyleyenlerdendir.
Gençler Dev-Genç’e gidiyor; oysa bize gelmesi lazımdı!
CHP yöneticilerinden Turhan Feyzioğlu, diğer bir CHP ileri gelenlerinden Adnan Düvenci’ye şöyle yakınır: “mutlaka bir şeyler yapmak lazım: üniversite gençliği, olduğu gibi, Dev-Genç’e gidiyor; oysa bize gelmesi lazımdı.”
5. Reşat Mater ve Tayfun Mater’in aile ilişkileri
Reşat Mater, 1911 yılında İstanbul’da doğar. Tümgeneral rütbesiyle Genelkurmay Lojistik Başkanlığı yapar. 1967 yılında orgeneralliğe yükselir. Bir yıl sonra Hava Kuvvetleri Komutanı olur. 1968-1969 yıllarında Hava Kuvvetleri Komutanlığı yapar. 1969 yılında bu görevi Muhsin Batur’a devreder. 22 Haziran 1989 tarihinde vefat eder.
Tayfun Mater’in babası Reşat Mater’in soyu, Üsküp Müftüsü Ali Durak Efendi ile Yemen Mutasarrıfı Mehmet Mefahir Bey’e ulaşır.
Reşat Mater; Meliha Mater’le evlenir.
Meliha Mater’in babası Cavit Bey annesi Memnune Vardarlılar’dır. Aile, Üsküp eşrafındandır. Cavit Bey’in oğlu Sabri Vardarlılar 1961-1968 yılları arasında İstanbul Milletvekilliği yapmıştır. Sabri Vardarlılar, Tayfun Mater’in dayısıdır.
Vardarlılar Ailesi; Vardar Ailesi’nin amcazadeleridir. Gazeteci Ahmet Vardar, Vardar Ailesi’nin en meşhurlarındandır. ‘Efendi’ kitabı yazarı Soner Yalçın’ın söylediğine göre ailenin akrabalık zinciri Cevat Babuna-Oktar Babuna’ya, oradan Teoman Koman’a ve Sabahattin Zaim’e uzanır.
6. Dev-Yol’cu Tayfun Mater’in babası Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Reşat Mater
Pozitivizm-Sosyalizm bağlantısına ilginç örneklerden biri de, Hava Kuvvetleri Eski Komutanlarından Reşat Mater ve oğlu Tayfun Mater arasındadır.
Evet Devrimci Yol örgütü kurmaylarından Tayfun Mater’in babası Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Reşat Mater’dir. Bu; şaka gibi Türkiye gerçeğidir.
Evet, planlananın aksine, gençlik Pozitivizm’de durmaz, kendine Pozitivizm ötesinde yollar arar. Kimi sosyalist, kimi Alevi kışkırtıcısı, kimi siyasi Kürtçü, kimi de Batı işbirlikçisi, kimisi de çevreci olacaktır.
Hava Kuvvetleri generalleri ve mahdumlarını hatırlıyoruz… Kuvvet Komutanı Reşat Mater’in oğlu Tayfun Mater Dev-Yol yöneticisi, İrfan Özaydınlı’nın oğlu Bülend Özaydınlı ‘Tekelci Sermaye’-Migros’un genel müdürü, Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur’un oğlu Enis Batur Türk Edebiyatı’nın en ‘ecnebi’ yazarı olur.
Ya baba komitacı ya evlat
Reşat Mater’in kendisi değil ama oğlu Tayfun Mater kurulu düzeni yıkmaya teşebbüs etmiş, Bülend Özaydınlı ve Enis Batur’un ise babaları ihtilalci. Muhsin Batur, 12 Mart Muhtırası’nı verenlerden. İrfan Özaydınlı aynı dönemde Eskişehir’de irtica ile mücadeleyi tesbih kontrolü seviyesine indiren bir Batıcı komitacı. Yukarıda anlattığımız Tayfun Mater’in dayısı Sabri Vardarlılar ise 27 Mayıs 1960’dan sonra kurulan Kurucu Meclis’e İstanbul Milletvekili tayin edilmiştir.
Reşat Mater’den Tayfun Mater’e ‘Bürokratik Yönetim Geleneği’nin Pozitivizm’den Sosyalizm’e evrimini görüyoruz.
Üç general Muhsin Batur, İrfan Özaydınlı, Reşat Mater… Ortada çok ciddi bir ‘Aydın Yabancılaşması’ sorunu var.
7. Hatime: bu generalleri önce Türkleştirmek gerekecek!
Türkeş, 9 Işık’ta Milli Demokrasi gelince Anayasa Mahkemesi, Danıştay ve Yargıtay gibi kurumların yeniden millileştirileceğini söyler. Anlaşılan millileştirilecek kurumlar arasına bu kadar gayri milli generalin ‘konuşlandığı’ Türk Hava Kuvvetleri’ni de katmak gerekecek. Hatta meseleyi daha kökten ele alıp Ziya Gökalp’in işaret buyurduğu gibi bunları önce Türkleştirmek, sonra İslâmlaştırmak, sonra da Muasırlaşmak’ın ‘gâvurlaşmak’ olmadığını öğretmek gerekecek!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder