Çetin Altan’ın dedesinin babası Kırım’dan Türkiye’ye göç eden Ahmet Kıpçakskiy… Ülkemizdeki göçmen unsurların hepsi, Türkiye bütününe karşı kendi ‘ecnebi’sini üretmiş vaziyette. Ruslar’ın beşikteki bebeklerini bile katlettiği Tatarlar da bundan uzak değil. Aziz Nesin’den Behice Boran’a, Çetin Altan’a hepsi Tatar… Son ikisi kesin Rusçu, Aziz Nesin vasat bir işbirlikçi…
Nedendir bilinmez baba Çetin Altan ile çocukları Ahmet ve Mehmet Altan’ın temel dertleri Türklük ve Sünnilik’tir… Diyanet’in varlığı, zorunlu din dersleri ve Anayasa’daki Türklük vurgusunun kaldırılması bu entegre anlayışın olmazsa olmazları.
Altanlar’ın Türklük ve Sünnilik düşmanlıkları nerden geliyor?
Bunu düşünürken, PKK’nın Kürt Parlamentosu Başkanı, DEP Eski Genel Başkanı Yaşar Kaya imdadıma yetişti. Hazret yıllar önce yazmış yazacaklarını… Meğer Çetin Altan’ın ilk eşi, Ahmet ve Mehmet Altan’ın anneleri Kerime Hanım, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin ilk başbakanı Fuad Hüseyin’in kuzeniymiş… Yani Mehmet Ali Birand’ın kendi kimliğini tanımlarken söylediği gibi Altanlar da ‘yüzde 50 Kürt’… Her ‘yüzde 50 Kürt’ devlet karşıtı olacak diye bir şey yok ama Birand ve Altan örnekleri böyle…
1.Waşhington’dan Mahabat’a ‘ikinci adam-birinci kadın’ Yasemin Çongar
Yasemin Çongar önemli bir isim… Taraf gazetesi başarısının ardında lider Ahmet Altan ise de ‘ikinci adam-birinci kadın’ Çongar’dır. İkinci kadın Ahmet Altan’ın eşi Neşe Düzel…
Pravda Rusya’daki işlevinin dışında Türkiye’de de siyasi bir motiftir… Bu motifin geçmişteki örneği Cumhuriyet gazetesi idi. Şimdiki zamanda Taraf, küresel şebeke adına Pravda işlevini yerine getiriyor.
Yasemin’in evveli
Mahabat Kürt Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Muhammed Gazi’nin oğlu Hoham Ali Gazi, Şam’dayken Öcalan’ı ziyaret eder. Bu sıradan bir ziyaret değil, tarihi bir görüşmedir. Görüşmede Amerikalı profesör Michael Gunter de vardır. Görüşmede işaret edilen Mahabat Kürt Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı Muhammed Gazi’den Öcalan’a Kürt hareketi liderliğinin inşasıdır. Bir biat merasimidir aslında yaşanan. Tarih 26 Temmuz 1998’dir… Bu ilginç görüşmeyi basına veren tek bir gazeteci vardır: Yasemin Çongar… Çongar o zamanlar Milliyet’in Waşington temsilcisi… Daha önceki temsilcilerinin seyri sülukundan biliyoruz. Rast gele Waşington temsilcilisi olunmaz. Waşington temsilcisi doğulur.
2.Altanlar’a bak Türk basınının yapısını anla
Türkiye’nin nasıl bir toprak parçası olduğunu anlamak için Türk basınının yapısına bakabilirsiniz. Parçaları sondan başlayarak tek tek sayıyoruz. Ahmet Altan Taraf gazetesi genel yayın müdürü.
Mehmet Altan, Star gazetesi başyazarı.
Dede Çetin Altan, Milliyet gazetesi köşe yazarı.
Ahmet’in kızı, Yılmaz Erdoğan’ın eski birlikteliği torun Sanem Altan Vatan gazetesi köşe yazarı ve NTV’de Spor Programı yapıyor. Sanem Altan’ın kocası İbrahim Seten Vatan’ın Spor Müdürü… Ahmet Altan’ın oğlu Kerem Altan spor yazarı. O da Vatan’da yazıyordu. Ahmet Altan’ın eşinin amcası spor yazarı Necati Bilgiç’in ve onun oğlu Gürcan Bilgiç… Mehmet Altan’ın oğlu Ömer Altan karikatürist… Çetin Altan’ın eski eşi Mine G. Kırıkkanat da Vatan yazarı… Şimdiki eşi Solmaz Kamuran romancı… Hıncal Uluç’la Mehmet Ali Kışlalı-Ahmet Taner Kışlalı’nın Altanlar’a akrabalığını da unutmayalım. Şalcı Bacı’nın katili yargıç dedeyi şimdilik yazmıyoruz. (Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa NFK)
Yap-boz komedi gibi!
İki yıl önceye kadar Ahmet ile Mehmet Altan iktidara omuz vermiş, iktidarın silahşörlüğünü yapıyorlar. Aynı dönemde dede eski TİP milletvekili ve eski ANAP muhibbi, mason Çetin Altan ile torun Sanem Altan muhalefet basınının köşe yazarları…
Ama ilginçtir çatışan tarafların sözcüleri aynı ailenin bireyleri…
Nasıl oluyor da oluyor?
Bunun sırrı Mehmet Altan’ın aile ilişkilerini anlattığı bir yazısında bahsettiği ve evinde asılı olan kılıç’ta gizli… Bunu bir başka bahara bırakarak, ara bölümü kapatalım.
3.Altanlar’ın tasfiyesini hazmedemeyenler
Mehmet Altan’dan sonra Ahmet Altan’ın da istifası, Taraf’ın tasfiyesi demek.
Erdoğan’ın çok eleştirilen ‘keskin tavrı’ devlet aklıyla buluştuğu zaman doğru sonuçlara ulaşıyor… Bu bir nevi devlet olmak demek, devleti anlamak demek.
Ancak Ak Parti’nin sözcüsü bazı köşe yazarları son iki yıllık değişimden memnun değil! Onlar, kafalarındaki muhalif olma kompleksini aşamadı. Ak Parti’nin vesayetsiz iktidarı, bu amcaları rahatsız ediyor.
4.‘Müslümanlar-Liberaller İttifakı’ bitti
Numan Kurtulmuş, Anayasa oylaması öncesi “Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak” demişti. O zaman bu sözün içeriğini anlayamamıştık. Meğer tarihi bir söz imiş bu çıkış. Evet geldiğimiz noktada hiçbir şey eskisi gibi değil. İttifaklar dağılıyor, yeni ittifaklar kuruluyor. Gelecek seçim, CHP-BDP, Ak Parti-MHP denkleminde seyredecek… Erdoğan karşıtı cephenin küresel şebekeler eliyle tasarlanmaya başladığını, sanatçıların isyanından ve Tarhan Erdem’in CHP-BDP’ye İstanbul Belediye Başkanlığı seçimi için akıl vermesinden anlıyoruz.
Yakında ‘Müslümanlar-Liberaller İttifakı’nı hatırlayan bile kalmayacak. Yeni ittifakı, İstanbul’daki Suriye Türkmenleri Kurultayı’nda görmemek mümkün değil. MHP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şandır; Davutoğlu ve Cemil Çiçek’in yanında, protokoldeki yerini almış bile…
5.Hatime: Öyle bir geçiyor ki zaman
Türkiye’de hiçbir çatışma finale kavuşamaz! Çünkü çatışmalarımız günübirliktir. İnanç eksenli ve sınıf merkezli değil… Üstelik çatışma içinde ‘aydın inisiyatifi’ figürasyon düzeyini aşmıyor. ‘Zaman aşımı’ kavramı, bizim ‘çözümsüzlük çözümdür’ şuuraltımızın bir keşfi… Alev Alatlı’nın ‘mış gibi yapma’ dediği sendrom bu zihnin doğal sonucu…
Öyle bir geçiyor ki zaman, ittifaklar dağılıyor, yeni ittifaklar kuruluyor… Yıkılmaz denilen kaleler yıkılıyor, yerli Pravda tasfiye ediliyor, Altanlar bile ‘zaman aşımı’na uğruyor…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder