22 Ağustos 2012 Çarşamba

Vedat Günyol'dan Şanar'a Beylik Kini

Proje İnönü döneminde öne çıkmıştı… Projenin asıl mimarı Nurullah Ataç idi. 
Sabetaycı Azra Erhat, baba katili ‘Halikarnas Balıkçısı’ Cevat ŞakirSabahattin Eyüboğlu ve Vedat Günyol
Günyol, solun Batı medeniyetini evrensel bir uygarlık olarak algıladığı, Türk-İslam Medeniyeti’ni dışladığı görüşün bağlılarındandır.
Onlar, Batı medeniyetini evrensel bir medeniyet olarak gördüler. Evrensel medeniyetin bir parçası olarak gördükleri eski Anadolu medeniyetlerini diriltmek için çabaladılar bir ömür boyu.
Günyol bir beyzade

Günyol, anılarında, kendi kimliğini şöyle tanımlar… “Peki ben neyin bileşimiyim? Arnavut, Kürt ve çerkez bileşimi. Babamın soyu Yakova kökenli, Yani kökü dışarıdalardanım bugüne bugün. Dedemin babası Ali Efendi, İstanbul medresesi ulemasından. Dedem adliye müsteşarı Ali Şükrü Efendi. Babamın babası da, annesi de Arnavut kökenli. Anneme gelince, Diyarbakırlı Cemil Paşa’nın kızı. ‘Kürt Cemil Paşa’ diyorlar ona. Bir söylentiye göre hint kökenli. Hicaz ve Yemen valiliklerinde bulun-muş…. Anneanneme gelince bir çerkez kızı…. Ruslar’ın elinden kaçıp kurtulmuş, sonra köle olarak Karaosmanoğulları’na satılmıştı. Türk’e karşı, bir hınç, bir tiksinti aşılamışlardı kendisine. Koşullanmıştı, ağalar beyler katında.”

Günyol’un anneannesinin tavrını, belki beşeri bir tavır olarak görebiliriz. Ancak onun annesinin babası Cemil Paşa üzerinde özellikle durmalıyız. Cemil Paşa, her şeyden önce, batılılarla işbirliği yapan bir Kürt ayrılıkçısıdır. Cemil Paşa, Ermenici-Kürtçü işbirliği ile Ağrı İsyanı’nı tezgahlayan Lübnan’da kurulan Hoybun Cemiyeti’nin kurucuları arasındadır.

Günyol’daki Türk-İslam karşıtlığının sebeplerini bu şekilde gördükten sonra, onun niçin eski Anadolu medeniyetlerine, Eski Yunan’a ve Batı uygarlığına dört elle sarıldığını daha iyi anlayabiliyoruz.
(Cemilpaşazadeler’le ilgili iki kitap yayınlandı: Hattın dört Yanında Cemilpaşazadeler / Diyarbakırlı Cemilpaşazadeler ve Kürt Milliyetçiliği…)

Kısaca Eyüboğulları
EyüboğullarıEyyubiler’in devamı… Osmanlı, asıl bölgelerinden mazarratlarından dolayı Trabzon’a sürüyor. Eyyubiler’den Batıcı Sabahattin Eyüboğlu, Haçlılar’a direnen Selahattin Eyyubi’nin emirin torunu. Torunlardan Bedri Rahmi yerlidir. Sabahattin teori üretecek kadar Batı tezlerinin devamcısı. İsmet Zeki Eyüboğlu, hatıraları okuduğum en pespaye hatıralar, uzman denetiminde okunmalı, üstlerden ırak… 12 Eylül 1980 öncesi Eyüboğulları CHP’den Trabzon’da liste başı Cemal Reşit Eyüboğlu… Tanpınar, Günlük’te anlatır: “Sabahattin’in bir eli devlet kapısında, öbür eli hudutların ötesinde. Para kazanmak için hiçbir fırsatı kaçırmadan yaşıyor. Sabahattin müslümanı severse, ya Kürt, Arap, Hintli yahut komünist filan olacak. Müslümanın (Türkün) dışında hepsi şayan-ı kabül.”

Şanar Yurdatapan niçin hep en önde?

Popüler kültür tasarımcılarından Şanar Yurdatapan da soy itibariyle eski bogomil Bosna yöneticilerine ve hususen Bosna müslüman valisi Galip Ali Paşa Rızvanbegoviç’e uzanmaktadır. PKK dahil her türlü gayri milli oluşuma destek veren Yurdatapan’ın sinesinde, Gazali’nin işaret ettiği, ‘beylik kini’ni görmek mümkündür. Ancak aile içinde milli bütünlük yanlısı insanlar da vardır. Geçmişte Hüsrev Gerede ve bugün MHP’den milletvekili adayı olan Hacer Mirgül Griffe, Türk devlet geleneğine hayırlı hizmetler vermektedir.


Hatime

Peki bu karşıtlıklardan oluşan cephenin varlık sebebi nedir? Bu sorunun cevabını, büyük düşünürümüz Durmuş Hocaoğlu’nda buluruz: “çünki, onun derdi Türk’ün varlığıdır; o, Türk’e tahammül edemediği için ihanet etmektedir; o, komünist olur, komünist olmak için değil, komünizm ölür liboş olur, liberal olmak istediğinden değil; küreselci olur, küreselci olmak için değil; Kürd’ü sevmez Kürtçü olur, Alevi’yi sevmez, Alevici olur, Ermeni’yi sevmez Ermenici olur; AB onu ilgilendirmez, AB’ci olur; bir ve yalnız tek sebeple: O, Türk’e mazarratı dokunacak olan ne varsa bit gibi or’da biter. O’nun hiç bir yüksek ideali, hiç bir şeye sevgisi yoktur, hiçbir şeye sadakat duymaz, o’nu ayakta ve diri tutan tek şey, sevdikleri değil, sadece ve yalnız Türk’e olan dinmez nefreti, zift gibi, yapışkan, kapkara kinidir.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder