16 Mayıs 2012 Çarşamba

Muhteşem ikili Nazlı Ilıcak ve Merve Kavakçı

Türk siyasi hayatında yaptığım gözlemler bana bazı şeyler öğretmiştir… Eğer Nazlı Ilıcak ve Hasan Celal Güzel gibi iki destekçiniz varsa, başka köstekçi aramanıza gerek yoktur. Hasan Celal Güzel bahsini bir başka bahara bırakarak, bugün Nazlı Ilıcak ekseninde siyaset yapacağım.

Siyaset sorunları çözme zeminidir… Siyasetçi de siyaset oyununun, ana aktörü, oyun kurucusudur. Siyaset ve akıl Arapça iki kelime. Türkçeye o kadar yerleşmiş ki, onları artık Türkçe idrak ediyoruz.
Siyaset kelimesinin etimolojisine baktığımızda seyislikten yani at bakıcılığı ve eğiticiliğinden anlamını aldığını öğreniyoruz. Akıl kelimesinin hikayesine bakınca, aklın da develerin ‘sınırlı özerklik’ini sağlayan ve iki ayağa vurulan prangadan geldiğini görüyoruz. (Deve hikayeleri konusunda en jokeri, emekli deve hikayesidir. Ama ben bu hikayeyi burada anlatarak kıymetli vakitlerinizi alacak değilim.)

Deveden at konusuna geçiyorum. Her ne kadar Leonardo, at insan ile hayvan arasında bir başka kategoriden bir varlık dese de atın da neticede bir ‘hayvan’ olduğunu kabul etmek zorundayız.  


Siyaset, seyislik, at bakıcılığı, terbiyesi

I.Sahne şu:

Ajanslardan önümüze düşen haber metnini okuyoruz…. Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ın eşi Zübeyde Kamalak’ın avukatlık stajı için baroya başvurmuş ve başörtülü olduğu için staj talebi kabul edilmemiş.

Bu fotoğraf, bana hemen arşivimi karıştırma ilhamını verdi. Ellerim Saadet Partisi’nin eski, HAS Parti’nin yeni genel başkanı Numan Kurtulmuş’un dosyasına uzandı. Çünkü Kurtulmuş’un eşi Sevgi Hanım’ın da bir başörtü hikayesi var. O hikayeyi bulmak için arşive baktım ve kolayca buldum. Sevgi Hanım öğretim üyesiymiş, okula başörtülü girince ‘niza’ çıkmış.

Benzer bir hikayeyi sayın Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül özelinde yaşadık. Hayrünnisa Hanım,  üniversite sınavına başörtülü alınmadığı için Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikayet etti. Avrupa şikayeti uzun süre bekletti. Gül, cumhurbaşkanı seçildiklerinden hemen sonra, Türkiye’ye ceza olarak tebliğ etti. O zaman Gül Ailesi, şikayeti geri almak zorunda kaldı.

(Arada sonucu belli Avrupa Mahkemesi’ne başörtü hukuku danışma garabetini işleyen Leyla Şahin vukuatı var ama ona şimdilik girmiyorum.)

Ben özgürlüklerin bir bütün olduğuna inanıyorum. Başörtüsü özgürlüğünün de bu bütün özgürlüğün bir parçası olarak serbest olması görüşündeyim. Başörtüsü özgürlüğünün çalışma hayatında da serbest olması gerektiği kanaatindeyim. Ve fakat hukuki çözümleme olmadan, siyasi parti öncülerinin kendi hayatlarındaki başörtüsü sorununu afişe etmelerini işlevsiz buluyorum. Çünkü biz yerlilerin aile fertleri bu sorunu her gün yaşıyor. Ve biz sorunu çözemediğimiz gibi, afişe de etmiyoruz, edemiyoruz. Laik ve dinci testiler çarpışınca, laik ve dinci bardaklar kırılıyor. Kısacası testilere pek bir şey olmuyor.

II.Muhteşem ikili Nazlı Ilıcak ve Merve Kavakçı

28 Şubat’ın yıldönümü bu sene şenliklerle kutlandı! Nümayişler yapıldı, vaazlar verildi. Gece fener alayları düzenlendi. Başakşehir Belediyesi de lüzumsuz bir etkinlik olarak Nazlı Ilıcak’la Merve Kavakçı’yı konuşmacı olarak çağırdı. Onlar da döktürdüler.

Ve fakat 28 Şubat’ın bu seneki bombası muhteşem ikilinin yeniden ‘birlikte’ seyr-i endam edişi değildi. Bomba Saadet Partisi patronlarından Oğuz Asiltürk tarafından açıklanan bir bilgiydi. Asiltürk, Merve Kavakçı’nın TBMM Genel Kurulu’na Nazlı Ilıcak mihmandarlığında getirilişinin, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan’dan habersiz gerçekleştirildiğini söyledi. Bu tür olayların siyasi literatürdeki adı provokasyondur. Eylemciye de provokatör derler.

III.Deve ve attan hikmet almak

Yukarda siyaset ve akıl kelimeleriyle at ve deve bağlantısını zikrettik. Bu iki hayvandan hikmet alarak, siyaset yapmalıyız. Siyasetçinin hayatı kamuoyuna mal olmuştur. Onun yapacağı en ufak bir hareket topluma acı olaylar yaşatabilir. Artık karşımızda bir öteki o nitelemesi olarak ‘rejim’ yok. Vesayet dönemi, meşhur anayasa oylamasıyla tasfiye edildi. Ama bizim sorunlarımızın bazıları hala çözülmedi. Ben “niçin çözmüyorsunuz” diye suçlamıyorum. Demek ki, şimdilik çözülemiyor. Sadece İslamcı siyasetin bütün türevleriyle, kendi eşleri üzerinden bu sorunu afişe etme yöntemine itirazım var.

Akıl develerin iki ayağına vurulan pranga… Siyaset, seyislik, at bakıcılığı, terbiyesi…

Bu kadar yaşanmışlıktan sonra hala gazetenizde yazar, televizyonunuzda konuşmacı, toplantılarınızda ‘ekran yüzü’ olarak Nazlı Ilıcak’tan akıl almak akıl işi değil.

Hala Nazlı Ilıcak’la meşruiyet aramak, anlaşılır gibi değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder