12 Şubat 2013 Salı

CHP niçin dalgalanıyor ya da İdris Küçükömer

Eğer Erovizyon’a girersek, sunucusu Bülent Özveren olacak… Nazlı Ilıcak’ın 40 yıldır köşe yazarı olduğu, Ömer Üründül’ün resmi maçların resmi yorumcusu olduğu bir ülkede Bülent Özveren’in sunuculuğuna şaşırmamak gerekiyor.
Bu yüzden yaklaşık 200 yıldır onaylanmış, vaftiz edilmiş metinleri çoğaltarak konuşuyoruz. Bu yüzden kimsenin eli İdris Küçükömer’in Düzenin Yabancılaşması’ kitabına uzanmıyor. Çünkü okunsa 200 yıllık yalanların bir kısmı anlaşılacak.
1.CHP niçin dalgalanıyor?
Aslından CHP milletvekilleri Hüseyin Aygün’den Osman Aydın’a, Birgül Ayman Güler’e, CHP’nin krizinin temelinde Küçükömer’in işaret ettiği zıtlıklar yatıyor.
Bir yanda Deniz Baykal önderliğindeki Osman Aydın’dan Birgül Ayman Güler’e, ulusalcı cephe…
Diğer yanda Ötekileşme tezi mimarı Binnaz Toprak, Hüseyin AygünŞafak PaveySezgin Tanrıkulu gibi Avrupa muhipleri var.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun işi zor… Laiklik eskisi gibi aşırı uçlar arasında, ‘gericiliğe karşı’ yapışkan rolü oynamıyor.
2.Özetle ne diyor Küçükömer?
KüçükömerTürkiye’deki sağın aslında sol, solun ise aslında sağ olduğunu söylüyor. Küçükömer’e göre sağ sağ değil, sol sol değil… 
Bizde askeri bürokrasi; olmayan milli burjuvazi adına Milli Mücadele’yi yaptı. Çünkü imparatorluğun burjuvazisinin kahir ekseriyeti ecnebilerden oluşuyordu. Var olan yerli burjuvazide ise kendisi olma şuuru yani millilik yoktu.
Askeri bürokrasiMilli Mücadele’nin zaferinden sonra kendi burjuvazisini kendi yetiştirdi. Ankara’nın orta boy bir bakkalı olan Vehbi KoçTürkiye’nin Tekelci Sermaye’si oldu.
Japonya’da da benzer bir durum vardı. Orda da samuray ideolojisi, millilik adına Japon milli burjuvazisini oluşturdu.
3.Aristokrasi’nin sol aşkının sebebi
TKP-TİP’liler’in önemli bir kısmı Osmanlı aristokrat ailelerine dayanır… Mütareke döneminin yerli cemiyetlerinden Milli Kongre’nin başkanı göz doktoru Esat Paşa’nın torunu, Milli Savunma Eski Bakanı Hasan Esat Işık’ın oğlu Yusuf Işık TKP’liydi mesela…
Boğaz’daki Aşiret’te yazdık. TKP’li Nazım Hikmet’in dedeleri Hasan Enver Paşa ve Nazım Paşa’dır… Akrabası TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar da asıl adı Karl Detrois olan Mehmet Ali Paşa’nın torunu.
Tatar Hasan Paşa’nın torunu Çetin Altan TİP milletvekiliydi… TİP’in senatörü Fatma Hikmet İşmenTepedelenli Ali Paşa’nın torunu Kemal Derviş’in kuzeniydi… TKP Genel Sekreteri Nabi Yağcı’nın Gazi Osman Paşa’nın torunu olduğunu daha önce söylemiştik.
Aristokrasi mahdumlarının Türkiye’deki işlevi ilginçtir. Bunlar tarihsel rolleri gereği Tekelci Sermaye’ye karşı olacakları yerde, Anadolu Sermayesi’ne karşı can siparane savaşırlar. TİP-TKP takımı; Anadolu Sermayesi’nin birinci dönemdeki siyasi partileri DP-AP’ye karşı Türk tarihinin en büyük iç mücadelesini 12 Eylül 1980 öncesinde ülkeyi grevlere sürükleyerek yönetmiştir.
Küçükömer’i hatırlarsak, sağcı olması gereken Aristokrasi ve Tekelci SermayeTürkiye’de ‘film icabı’ solcudur.
4.Süleyman Demirel başarısı
Yeni sağcı medya çömezlerinin yerli yersiz Süleyman Demirel sataşmalarını ahlak dışı buluyorum. Hanginizin arka planını kurcalasak, karşımıza Demirel’in ‘parasız yatılı’ sistemi çıkar. 1965-1973 dönemi köyden şehre göçe rağmen yüzde 7’lik kalkınma hızları hala yorumlanmayı bekleyen başarılardır.
Özal’dan bu yana 20 yıldır ‘özelleştirme’ adı altında Demirel’in yaptığı eserler satılıyor. Demirel’i sadece 28 Şubat sürecinde hatırlayamayız. Demirel TarihiTürkiye Cumhuriyeti’nin ¼’üdür.
Olumlu çok şey var bu tarihte.
5.Aristokrasi’nin sol aşkının bugünü
Evet Anadolu Sermayesi’ne karşı Aristokrasi kalıntısı solcular Tekelci Sermaye ile ittifak halindedir. Halit Refiğ, ‘Ulusal Sinema Kavgası’ kitabında Onat Kutlar’ın banisi olduğu Sinematek Derneği’nin ve Yön dergisinin Eczacıbaşı finansörlüğünde yürüdüğünü yazar.
İşgal medyasının ve özel televizyonlarının finansı Tekelci Sermaye’ye, fikriyatı aristokrat solculara aittir. Aristokrasi öteki ideolojisiyle geçmişte Dev-Genç kalkışmasını, bugün ise PKK savaşını meşrulaştırmaktadır. İletişim Yayınları’nın finansörü, Tarık Buğra’nın kızı Ayşe Buğra’nın kocası, ‘Kızıl Milyarder’ Osman Kavala’nın DTK ile ilişkilerini takip etmek gerekir.
Dev-Genç liderlerinden ‘samanlık kahramanı’ Ertuğrul Kürkçü bugün BDP’de yerini alırken, dönemin militanlarından Ömer Ayna’nın yeğeni Emine Ayna BDP milletvekili olarak PKK’lı elebaşlarından Cemil Bayık’ın temsilciliğini yapmaktadır.
Dev-Genç’in 1978 kuşağından Dev-Yol Yürütme Kurulu Üyesi Tayfun Mater, Hava Kuvvetleri Komutanı Reşat Mater’in oğluydu. Tayfur Mater’in karısı Nadire Mater, Avrupacıdır. www.bianet.org’u Avrupa parasıyla işletir. Kürkçü ile müttefiktir.
Bu konuda Selahattin Duman’ın sözleri önemlidir. “Yaşı tutsun tutmasın gazetelerin yazı işleri 68 Kuşağı’ndan oluşur.” Bu tarihi bir yorumdur. Yani medya yazı işlerinde bir gelenek yeni kuşaklara da aktarılıyor. Bu yüzden medyada sürekli 68 Kuşağı vurgusu yapılır. En son ODTÜ eylemleri sırasına Can Dündar başta olmak üzere sol kalemlerin anarşiyi nasıl savunduğunu gördük.
Aristokrasi kalıntılarının TİP yoluyla işçileri kışkırttığı gibi, bürokrasi uzanımları da İP-Doğu Perinçek vasıtasıyla köylüleri kışkırtır. O da AP Genel Başkan Yardımcısı Sadık Perinçek’in oğludur. Çetin Altan’ın dayısı DP Zonguldak Milletvekili Cemal Kıpçak’tır. O da yeğeni Çetin Altan gibi masondur.
6.Hatime: TÜSİAD, TOBB ile çatışır, CHP ile sevişir
TOBB daima Anadolu Sermayesi’nin kalesidir… Anadolu Sermayesi’nin dünkü siyasi örgütü DP-AP çizgisi idi. Bugün bu çizgi Ak Parti ile devam ediyor. Necmettin Erbakan’ın siyasi kariyerinden önce TOBB başkanlığına talip olması tesadüf değil…
TÜSİAD o zamanlar DP-AP çizgisine karşıydı, şimdi Ak Parti’ye karşı… TÜSİADMHP’nin varlığına bile karşıdır.
Aynı TÜSİADCHP ile her zaman sevişir.
Çünkü sağ, sağ değildir Türkiye’de, sol da sol değil…
Ve hiç kimse inatla İdris Küçükömer’i okumaz.
Biz şeytana uymayalım okuyalım Küçükömer’i: “Kavga, batıcı olmaktan dolayı ilerici(?) denilen laikler ile dinciler arasında bir üst yapı kavgası halinde bırakılmıştır. Böylece, temel çelişkilere inmeyecek şekilde şartlanan Türkiye ikiye bölünmüştür. Bundan ise, sadece emperyalizm yararlandı. Bugün de öyle görünmüyor mu?” (Düzenin Yabancılaşması s.90)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder